Kayıp Zamanın Mucidi

Zaman... Akıp giden, geri gidemez, ortadan kaybolan bir nehir gibi. Onu ölçeriz, planlarız, parçalara ayırmazız; ama hiçbir zaman ona tam anlamıyla hükmedemeyiz. Geçmiş, biz değişmeden zihnimizin derinliklerine kök salar. Anılar, bazen bir sığınak, bazen ise kaçamadığımız bir labirente dönüşüyor. Peki ya geçmişe dokunabilseydik? Yaşamış anları yalnızca hatırlamayla değerlendirmelerip onları yeniden görebilseydik? O zaman efendisi mi olacaktık yoksa onun kölesi mi? Bu kitap, geçmişle yüzleşmenin özgürleştirici ama aynı zamanda yıkıcı olabileceğini anlatıyor. Kendi geçmişine saplanıp kalmış bir adam, icat ettiği bir makineyle yalnızca anılara değil, insanın ruhunun karanlık köşelerine yolculuklarda edişine tanık olacağınız. Geçmişe bakmak, bir cevap arayışının oluştuğu yoksa gerçeğin ağırlığıyla yüzleşmeye hazır olup olmadığımızı test eden bir sınav mı? Kayıp Zamanın Mucidi, bir icadın ötesinde, insanın yaşadığı, hatıraların ve kaçınılmaz hesaplaşmaların hikayesidir. Çünkü bazen en büyük ölümler, dış dünyada değil, zihnimizin en derinlerinde saklıdır. Şimdi bir seçim yapma zamanı: Geçmişe bakmaya cesaretin var mı?<img src="https://s3-eu-west-1.amazonaws.com/dia/kitadagitim/ckeditor_assets/pictures/53/content_1_original_original.jpg" alt="Tanıtım Metni" height="15" width="15" ><font size="1" color="white">Tanıtım Metni</font></img>