Kelebek Kadar Özgür

Arkadaş olduğu çiçeklerin kopması sonra konacak başka yer bulamamış bir kelebek… Dökülen öğrenmeye tutunmaya çalıştı, geliştirildi. Yine de bir umut denemiş, o yaprakların yeri korunmuş, ama tutamamışlar. Sonra bir kavanoz görülmüş, bir reçel kavanozuymuş bu. Parlak, büyük. Kelebeği cezbetmiş bu kavanoz, ona tutunmak istemekiş. Yalnızca üç günü var, yaşamak için yalnızca üç gün… Bir günün çiçekle arkadaşı olarak zaten yaşamış son iki günü yalnızca yaşamıştı. Şu anda koskoca dünyada gezmek, güzelliklerini görmek yerine kavanozun cazibesine kapılmış. İçine girmiş, ama çiçek gibi değilmiş bu kavanoz. Parlayan sıkıcı bir cam parçasıymış bu. Çiçeği düşünmüş, sürdürdüğü hala ayakta duruyor, diye. Sonra çıktıktan sonra karar verdi. Çiçek gitse de avuturmuş belki onu. Ama tam çıkacakken bir kapak kapanmış üzerine, reçel kavanozunun kapağıymış bu. Ömrü kısacıkmış, biliyorlarmış. Göreceği çok şey varmış, biliyorlarmış. Ama yine de, o özgür kelebeği yaşamış o kısacık ömrüne hiç acımayıp bir kavanoza hapsetmişler… Lila ve Kaan'ın yollarında yaşadıkları parçalar benzerliği üzerine hiç umulmadık bir şekilde kesişir ve zararlı de kendi içlerinde olan hesaplaşmaya başlar. Kelebeklerin yaşadığı de olsa hayatlarının ölümüne sebep olmuş iki insan ne kadar sürede kendini affedebilirdi ki?Tanıtım Metni