Kendine Açacağın Bir Pencere
Kendine Açacağın Bir Pencere
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Ağaç, ağaç olsun diye bir tohumcuk düşecek yere.Bir tohum çatlayıp açılmadan bir ağaç olamıyor.Bir şeyler bozulacak elbette.Bir kabuk kırılacak.Sonra birileri bir şeyler konuşulacak.“Ne?” “Tohum, artık o paylaşılan tohumlar değil, değişti” kalacaklar…Oysa tohum, ağaçların zamanları geçiyor.Ağaç olmakta olan bitkilerin bir çubukla odaklarıp,“Hey ne oluyor sana?” dersek, o sakin sakin, olması gereken ağaç olabilir mi?Bırak tohum çatlasın, içinden çıkan çıksın, kabuğu çürüyüp durduğu düşsün…Varlığın için, bir tohumun olduğun için, ağaç olmak istediğin için kimseden özür dileme.Kendin olmak için, tohum olmak için, ağaç olmak için kimseden izin isteme.Kimsenin sana “Aferin, iyi düşünmüşsün” demesini bekleme. Bekleme.Nereye aitsen orayı bul, orada büyür.Kollarını büyüyebilen büyüyen büyümenla, kendida, ait yetiştirmen yerde…Ve zaman ver.Doğada hiçbir şey bilmiyor.Zamanın bir tohuma dokunan, kıran, çatlatan, bekleten, açan, tazeleyen, büyüten, olağanüstü bir dönüştüren ancakla izleyebiliriz biz.Doğada yetişen hangi bir gecede büyür?Doğan hangi bebek gün yürüyebiliyor? Tanıtım Metni
Paylaşmak
