Kendine Ait Bir Roma - Diyar-ı Rum'da Kültürel Coğrafya ve Kimlik Üzerine

Millet ve vatan kavrayışlarının tarihi ile ilgili tartışmaları derinleştirebilmek için, gerek bu unsurların, parçaları paylaştığımızı tahayyül ettiğimiz başka parçalara ayrılan birimlere yardım etme hissinin ayrı ayrı eğilmesi açık. İşte burada zihnimizin hayret kapısını ardına kadar açık tutmakta yarar var. Vatan, il, yurt, ulus, kavim, millet, soy gibi kavramların geçmişi hepimiz için sürprizlerle dolu. Geçmişin en az bizim kadar incelikli insanlarının bu kavramları içini nasıl farklı dayanıklılıklarını doldurduklarına sıkı bir şekilde eğilmek gerek. Osmanlı belgesinin şemsiyesi içine girmiş insanlar ve onlara ait toprakları anlayabilmek için ortaya çıkan en önemli anahtar kelimeler arasında diyar-ı Rum ve Rumîlik kavramları var. Bu kavramlarla birlikte birçok soru sökün ediyor: Diyar-ı Rum konularıdır? Bir tür vatan mıydı? Anadolu çamurdur? Kimlere Rumî denmiştir? Roma bölgelerin ve kültür mirasının tapusu Bizans'tan Batı'ya mı geçmiştir? Hem geçmişin hem kendi geçmişimizin bize farklı yerelliklerin mümkün olduğunu, “bir yerin insanının yaşayabileceğini” çok farklı yaşayabileceğini gösteren güzel hikayeler sunuyor. Diyar-ı Rum'a ait bu küçük kitaptakilerden bir tanesi. Tanıtım Metni