Kesişimsel Feminizm

Elinizde bulunan, Türkiye'de yaşayan Suriyeli, Almanya'da yaşayan Türkiyeli kadınların göçmen kadın olma deneyimleri ile “içeride” ve “dışarıda”, öteki olarak var olması; toplumsal cinsiyet ayrımcı şiddette mağdur, başarısız ya da tanık olarak yer alan erkekler ve kırılgan erkeklikler üzerinden “metodolojik erkeklik” tartışması; Kadın keseninde sahada araştırmacı olarak yer almanın sınırları gibi konularla gerek teorikte gerek pratikte geçişimselliğin farklı yüzlerine ilişkin bir perspektif sunuyor. Bunlarla beraber, Hıristiyanlık üzerinden dinin ve dini metinlerin kadınların ötekileştirilmesindeki rolü; kadınların kentteki dezavantajlarılı konumları karşısında “kadın dostu kentlerin” mümkün olması; “Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy'ün doğa-toplum ilişkisine bakışı”; Divan edebiyatında kadın şairlerin eril tahakküm altında var olma mücadelesine tanık olan “dişil yazın” ile alternatif bir kurmanın önemi ve ulus-devlet inşasında “telaffuz” oyunuyla Ermeni kadınların tiyatrodan dışlanışı gibi toplu toplumsal cinsiyet değişiminde kesen çok boyutlu çalışmalarıla literatüre önemli bir katkı sağlıyor. Bu birlikte çalışma, okuyucusuna bir yandan kesişimselliğin “sınırlarını” ya da “sınırsızlığını” alma imkanı sunarken, diğer yandan feminizmin herkes için devam etmekte olan çizen bir “sınırları aşımı” girişimi olarak okunabilir. Hülya Kaşıkcı Tanıtım Metni