İletişim Yayınları
Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet Öyküsü
Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet Öyküsü
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Ekmek yanarsa kül, bozulursa küf kokar. Her şey bozulduğu gibi karışır. Her şey kaldığı gibi kalıyor. Annemin kokusu üstümüzden gitti; sonra bu halılardan, rengi sadece babasının sevdiği koltuklardan, mutfaktaki bezlerden, eşikteki paspaslardan, tül perdelerden. Dolapta elbise bıraksaydı oradan kolay kolay gitmezdi kokusu ama ürünlerinin tamamını kendileriyle taşıdı. İnsan bir parça elbisesini verir de olsa bırakmaz mı giderken? Kâinata sığmayan annem bir valize sığıp gitti. Nereden çıkarsa çıksın mutfaktan çıkmazdı kokusu derdim. Oradan da gitti. Benzeri görülmemiş bir cinayet soruşturması. Olayların tam ortasında meczup üç kardeş: Nizam, İlhan ve Çetin. Babalarına göre, doğarken amel defterleri kapalıymış gariplerin, eksik doğmuşlar... Anneleri Gülizar ise sırra kadem basmış. Gidişi hem derin bir yara hem de koca bir muamma... Ali İpek, Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet Öyküsü'nde gerçeği herkesin bilmesine rağmen susmayı tercih ettiği bir hikaye anlatıyor. Ama gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğunu hatırlatarak...Tanıtım Metni
Paylaşmak
