Kırık Ayna

"S yaz havasında Mardin ovası suyu sarıya çalan bir göle benziyordu. Esen rüzgârla çiçek başakları bir o yana bir bu yana salındıkça gölün şiddeti sapsarı dalgalar beliriyordu. Güneşin gölündeydi bu, rengi o parlak ışıktan sarısından alıyordu. Yakıcı bir ışık seli uçsuz bucaksız tarlalarda başka ısıya izin verir, canlılığın üstünü kavrulmuş bir sarılıkla yapıyordu. giyinmişti.” İdris Baluken bu romanda, edebiyat ve sinema tutkunu bir adamın ısrarlı bir davet üzerine hem kendi köklerini keşfedip hem de Orta Doğu'nun büyük acıların yaşadığı kadim halklarından birine ait kutsal bir emanetin peşine düşeceği Mardin serüvenini anlatıyor. İnsan, mekan, tarih, bellek, yaşanmışlık halindeki soruların ayrıntıları içeren bu serüvene imkansız bir aşkın gelgitleri ekleniyor sonra. Yazar, yumuşak nakış işleri gibi işleyen eski zaman ustalarından el alarak, okuru, her yerinden keder ve giz yayılan o büyülü topraklara yönlendiriyor. Tanıtım Metni