Korku Metropolü İstanbul
Korku Metropolü İstanbul
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
İÇERİK TANITIMI: Mekânlar sadece taşla, betonla, demirle varedilmez. Korkular başta olmak üzere psikososyal haller de mekanın kurucusudur. Ortadaki metropoller, özelde İstanbul korku ortamlarıdır ve bu anlamda korku kişisel değil toplumsal bir kaygıdır. Yerin toplumsallığından ve zorunlu olarak toplumsallıktan bahsetmek gerekir. Mekânda korkulur, mekandan korkulur. Mekanda sıkılınır, mekandan sıkılınır. Bu haller de mekanın dışavurulur. Mekânı korkutmayacak hale getirmek için düşsel ve gerçek otoriteler tesis edilir. Kışın giymeyecek kadar sıkı bir güvenlik düzeni arzulanır, bir disiplin rejimi inşa etmek için uğraşılır. İstanbullular en az 18. yüzyıldan başlayarak korkmak için hiçbir fırsatı kaçırmamış gibiler. Kadın toplumsal kimlikteki değişimlerden, otoritelerin protesto edilmesinden, kadın erkek mesire yerlerinde özgürce dolaşmaktan, kentteki yer ve sokak reklamlarından, sıradan toplumun çirkinleşmesinden, kente yeni göçmenlerin gelişmesinden, ötekileştirilmiş eski yeni her güç merkezinden, örneğin Bizans'tan, Batı'dan, hatta doğadan ve tarihten yazmaktan korkulur. Hepsinin arkasında da toplumsal “porozit korkusu” kalıyor. Kişilerin benzersiz konum ve statülerini değiştirmelerinden, insanlara ait oldukları yerde ve toplumsallıklara sabitlenmeyip özgürleşmelerinden, öznelerin daha önce deneyimlemedikleri sulara, enginlere açılmasından endişe edilir. Korkularla felç edilir; Sadece size de çok tanıtıcı gelecek birçok ketlenme böyle oluşur. Bu kitap, iki yüzyıldır kılıktan kılığa girerek metropol mekânı tanımlamalarını sürdüren bir psikososyal yaklaşımla nasıl bir “korkular imparatorluğu” inşa edildiğini tartışıyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
