Dokuz Yayınları
Kuma (Ciltli)
Kuma (Ciltli)
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Bir evliliği ayakta tutan yegâne gücü; adamın sevdası, kadının bu sevdaya sarılışıdır. Mutluluğun formülü birbirini sevmekte saklıdır. Bu formülü bozacak günler Eroğlu Konağı'nın kapısı çaldığında içeriye buyur edilir. Bebek hasretinin tutulduğu konakta KUMA rüzgarı eserken kaosa doğru sürükleyen fırtınaya iki kadın, bir adam tutulur. Hayat ters köşeden vurarak bebeği olamayan, uzun süreli bu eksikliğin acısını yaygınlaştıran, hastanede yatan hastaneye koşan, umut etmekten ve istemekten yorulmayan kadının hayatını kuma gölgesi düşürür. Karısının bebeğinin olmadığı her gün, aşkı daha sağlam dururken, birimlerinde ve aklını kaybedecek kâbus gerçekleşir. Kokladığı gülün üstüne bir kır çiçeği yerleşir, bu çiçek tohumunu verir ve sevdaya tutulmuş adamın kalbi ikiye bölünür! Konağa'da düğünsüz derneksiz, üzerinde bir gelinlikle kapıdan alınan içeride kadının beklediğinden daha zor bir hayat, beklediğinden daha kötü bir evlilik karşıları. Zorlu sınavlara tabi tutulur, aşk ve sevgi yoksunu bir evlilikte ayakta durmaya çalışır. Kocası tarafından merhamet dilenen kadın hâlini alır. Sevda bir kadında, tutku bir kadında iken aynı çatı altında zorlu yaşam sürdürülür. Araf'ta yaşamış bir adam, bu adama bağlı iki kadının yaşamı zorlu serüvenlerle akıbeti belli olmayan sona doğru gider. Ateşin düştüğü yer yakar, KUMA gelir. Hasreti kadındır, bebek doğar. Adam bölünür bölünür. Ve aşkın hangi kadının alacağı, soruların akılları alır. Ben Ezo! Üzerine kuma gelmiş kadınım. Şimdi sığındığım limanım, kocamın sınırlarıki aşkım. Ben Şerwan! Bir kadının hayatına, bir kadının hayatının omuzuna alan adamım. Ben Beritan! Kuma giden kadınım. Benim tek dünyam, kucağındakiler bebeğim.
Paylaşmak
