Kur'an'ın Evrenselliği ve Kur'an Sembollerinin Dili 2
Kur'an'ın Evrenselliği ve Kur'an Sembollerinin Dili 2
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Hadisçiler hariç, başta Kelamcılar ve Usulcüler olmak üzere bütün İslam alimleri, her şeyin Kur'an'da var olduğu ve ihtiyaç doğrultusunda bilimlerin gelişmeleriyle birlikte o gizli bilgilerin ortaya çıkması kabul edilmektedir. Bediüzzaman'ın tabiri ile zaman gelişerek Kur'an gençleşiyor, diyorlar. Diyeceksiniz: Bediüzzaman, bu zamanlarda önemli bir alimidir, neden sizin analiz ettiğiniz bu manaları o göremedi? Ben de bütün ki: Onun zamanındaki halleriyle Astronomi, Fizik, Yazılım hakikati ve gerçek bir yazılım olan DNA ile beyin, özellikle Allah'ın özel yönetmesi demek olan ve Kur'an'da emir diye geçen tektonik tabakaların çatışması sonucu meydana gelen depremlerin bilimsel görünümlerinin korunmasıdu. Onun için o göremedi. Yoksa Bediüzzaman, İbn Sina ve Fahreddin-i Razi gibiler benden yüz kat daha zekidirler. Evet Kur'an'ın önemli tefsircileri olan usul uleması, ayetlerin seçeneklerin yerine kelime seçimleri üzerinde daha çok durmuşlar. Kur'an'ın derinliğinin en birinci kaynağı olan ayetler ve cümleler arası bağlamları hiç dikkate almamışlardır. Ayrıca Ontolojik konulara tamamen ihmal edip sadece ahkam noktalarına bakmışlardır. Oysa nazm-ı maani dediğimiz ayet ve cümlelerin bağlamasını, edebiyat ve bilim esasları alan Zemahşeri, Fahreddin-i Razi ve Bediüzzaman Said Nursi, o bilimler ve bağlamalardan külliyatlar çıkardılar. Bediüzzaman az önce değindiğimiz bilim tarihi ve evrim hakkında 1911'de şöyle yazmıştır: “Geçmiş zamanda teorik (nazari) olan bir şey gelecek zamanda bedihi (apaçık) olabilir. Düşünce ve bilimler ise, altyapının gelişmeleriyle gelişerek gelişirler. Evet, bilimin varlığın sırtında olan teknoloji tohumlarını aşılayabileceği bir zemine döker. (Muhakemat, 2. Mukaddime) Tanıtım Metni
Paylaşmak
