Ürün bilgisine atla
1 / 1

Ötüken Neşriyat

Kurtuluş'a Muhalefet

Kurtuluş'a Muhalefet

Normal fiyat £12.00 GBP
Normal fiyat İndirimli fiyat £12.00 GBP
İndirim Tükendi
Vergiler dahil. Kargo, ödeme sayfasında hesaplanır.

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'na girilmiş ve yenilmiştir. Bu yenilginin bedeli, devamlılığın varlığı ve milletin istikbalinin kaybolması sonucu doğurmuştur. Bu varlıklar-yokluk ikileminden var olmaya devam edecek bir çıkış yolu aranması ve öneri gelen çıkış yolları açısından farklı kesimler farklı siyasetleri benimsemişlerdir.Öncelikle İttihat ve Terakki iktidarı ve topyekün İttihatçılar, devleti savaşa sokarak mevcut hayatta yaşanmasına sebep oldukları için muhalifleri tarafından siyasette velarda mahkûm edilmişlerdir. Bu kesimlere göre İttihatçılar cezalandırılarak İtilaf devletlerinin hoşgörüsü kazanılmalıydı, İngiltere'nin himayesinde makul bir barış anlaşması ile sınırlı ve zayıf da olsa ehliyet varlığı korunmalıydı. Kurtuluşun tek yolu bu siyasetti.Bu yaklaşımın kurtuluşu sağlayamayacağına inananlar, Milletin kaderinin galiplerin merhametine bırakılamayacağını düşünenler ise kurtuluş için başkaca yollara yönelmişler, “Ya istiklal Ya Ölüm” parolasıyla yola çıkmışlardı. Bu grup içinde hatırı sayılır derecede İttihatçı da vardı. İlimli siyaset taraftarı mandacı, himayeci, saltanatçı ve hilafetçi kesimler, İstanbul yönetimi liderliğinde, “Ya İstiklal Ya Ölüm” yaklaşımının işgallere sebep olduğunu, kabul edilebilir şartlarda bir anlaşmanın imzalanmasını engellediğini iddia etmekteydiler. Osmanlı son krizinin ardından gelen “devleti kurtarma” siyasetindeki Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük gibi siyasi akımlar ve farklı tercihler, Mütareke'nin izinleri aktarılmıştı. Kuvvacılar (İttihatçılar), Türkçülük yaparak imparatorluğun dağılmasına sebep olmuş suçlar, mevcut durumda durumu ve milleti kurtarma işlemlerinin işlemleri ve samimi olarak bulunmamıştı. Millî Mücadele desteği, İstanbul çevrelerinde Halife Sultan, İttihatçı düşmanlığı ile hükümetler ve entelektüel-çizer takımı tarafından “başıbozuk”, “isyancı”, “eşkıya” olarak ilan edildi. Fetvalar ve bildirilerle “Bolşevik”, “eşkıya”, “günahkâr” olarak vasıflandırılmışlardı.Bu eserde, Osmanlı Devleti'nin Mondros Mütarekesi'ni imzaladığı (30 Ekim 1918) tanıdığım, Büyük Taarruz Zaferi'nin kazanıldığı (30 Ağustos 1922) zamana kadar geçen süre, İstanbul-Ankara arasında gerçekleşen, dinin birikimiyle birlikte, sağlıklıiyet ve egemenlik (Ümmetçilik-Milliyetçilik) mücadelesi.Tanıtım Metni

Tüm ayrıntıları görüntüle