Ketebe Yayınları
“Kutsal Dil”in Yıkımı
“Kutsal Dil”in Yıkımı
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Kur'ân-ı Kerîm'in dili olan Arapça, “vahiy dili” olarak genellikle kutsal bir dil olarak anlaşılmıştır. Geleneksel dilbilim, erken dönemden itibaren dilin anlaşılması, farklı bir şekilde bir gramer inşa etmeye çalışılmışsa da Arapçaya atfedilen bu kutsallık zaman zaman onu tuz bir dil olarak ele almayı zorlaştırmış, dilbilimsel olarak farklı uygulamaların farklı uygulamaların ortaya çıkma yollarına yol açmıştır. Lafız mı manaya tabidir, mana mı lafza? Yoksa lafızla mana bir madalyonun iki yüzü gibi midir? Soner Gündüzöz, Organon'un Akhilleus'u ve el-Kitâb'ın ve Arap gramerinin Zeyd'ine ithaf ettiği “Kutsal Dil”in Yıkımı'nda, geleneksel Arap dilbilimi ile Aristo'nun mantık teorileri arasında bu gibi sorulara yanıt arıyor. Lafzın kutsanması ve mananın ona tabiiyetinin oluşturduğu kutsal dil ontolojisinin tarihsel süreci lafzın manaya tabi kılınması kayıtlı serüvenini gözler önüne seriyor. Bu esnek İbn-i Sînâ, İbnü's-Serrâc, Sîbeveyh, Abdülkâhir el-Cürcânî, Ebû Hâşim el-Cübbâî ve Kâdî Abdülcebbâr gibi âlimler ve bunların ortaya koyduğu dil teorileri ve Batı'nın çözümleme teorilerinin dilbilimsel olarak karşılaşma ve çatışmalarına işaret ediyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
