Ayrıntı Yayınları
Kutsal İnsan
Kutsal İnsan
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Kutsal İnsan, Giorgio Agamben'in siyaset teorisi geleneğini radikal olarak yeniden düşünmeyi, özgün analizlerine bir yenisini ekliyor. Yakın geçmişteki süreçlerin kimliği, tekillik, cemaat kavramları üzerinde yoğunlaşan ve totaliter olmayan ama “birey”den de hareket etmeyen bir cemaatin olabilirlik soruşturması yapan Agamben, bu = açık hayattaki ilişkilerden yola çıkan eski Yunan'dan bugüne Batı siyasilerine sahip olan iktidarın anlayışının ortaya çıkması ortaya çıkıyor. Michel Foucault'nun biyolojik modernliğin sınırı olarak adlandırdığı ve insanın biyolojik varoluşunun taşıdığı tüm güçlerle birlikte doğruya siyasetin nesnesi haline gelen olarak tanımladığı biyosiyaset saçılma çıkış noktası olarak alan Agamben, Foucault'nun kadınların biyosiyasetin sadece modernliğe özgü olmadığı, farklı yerlerde de olsa Aristoteles'ten Roma Hukuku'na, İnsan Hakları Beyannamesi'nden Carl Schmitt'e, Auschwitz'den günümüzün kamplarına kadar siyasi ve pratikleri boydan boya kattığını gösteriyor. İnsanın biyolojik varoluşunu “çıplak hayat” olarak kavramsallaştıran Agamben'e göre bütün bu süreç söz konusu olan, yaşamın siyasi düzeninin içine dahil edilmesi, aslında egemen iktidarın kendisini de kuran kökenisel bir edinme iktidarının çıplak hayat üzerinde egemenlik kurmasıdır. Oysa hayatın siyasi düzeninin dahil edilmesi paradoksal bir biçimde ancak belirli anlamlarda dışlanmasıyla gerçekleşiyor. Bu paradoksal durumun durumu olarak en iyi ifade eden figür ise Roma Hukuku'nda bulunan Homo Sacer, yani “kutsal insan” olarak ortaya çıkmıştır. Öldürülebilen ama kurban edilemeyen bir kategori olarak kutsal insanın taşıdığı yaşam aynı zamanda güvenlik önlemlerini de belirler. Kendi çıplak hayatlarını kendi içinde bir biçimde siyasetin nesnesi haline getiren ama bunu yaparken de “kutsal” olan ayrılmaktan vazgeçmeyi göze alan insanları “hayata döndürmek” şeklinde öldürebilen iktidar uygulamalarını bu analizler daha anlaşılır hale geliyor. Kutsal İnsan, siyaset kimyasındaki düşünme kalıpları ve tanımlardan vazgeçmek suretiyle okunması gereken ve Debord'un Gösteri Toplumu'ndan Negri ve Hardt'ın İmparatorluğu'na giden özel çizgiyi izleyen bir kitap. Tanıtım Metni
Paylaşmak
