Elpis Yayınları
Kuzey Ateş'i - Arka Odalar
Kuzey Ateş'i - Arka Odalar
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Önce bir fırtına koptu, sonra ise barut ile birleşen alevlerden oluşan bir ateşin izi bizi yaktı. Daha sonra ise ellerinde bıçaklanmış olanlar, damarlarının içindeki o kırmızı sıvıyı nasıl çıkardığını bize tek anlattılar. Acı içimize sinmedi, acı ruhumuzu oluşturan tek şeydi. Bunun için bir doğum değil, bir ölüm doğumu gerekiyordu. Daha sonra ise binlerce altından bir çiçek fidanı çıkıyor. Ellerimizi üzerine koyduk çünkü külden bir tanesi içinden çiçek çıkabileceği sanılmamış. Önce bir köpek vardı, sonra da bir çoban vardı. Kuzularını çok açık söylerdi. Daha sonra ise kuzular kişilerle kavga ediyorlardı. Biz değil, zihnimizin içindeki umutların tekrar doğabileceğini sanmıştık. Ne yazık ki külden toprakların içinden bir sarmaşık ile kaplanmış bir çiçek açılabilir. Bunun için yara izlerimize bir pusula tutabileceğimizi söylemişlerdi. Acımız böyle gidecekmiş her savaşta bizim için bir ölümken kimlerin içindeki kişilere bakardı ki? Onun savaşı bizim için bir ölümdü lakin ölüm doğumu içimize sızmışken biz sadece doğumdan korkabilirdik… Bu bizim de bir çiçeğimizin olması anlamına gelmezdi, o çiçeklerin bir hayal olarak adlandırılmasından ibaretti. Bu masal böyle değildi, ben onların kalbi ya da onlar benim hiçbir şeyim değildi. Sadece bir kandırmacadan ibaretti. Peki ya bu kandırmacada kazanan biz mi gücüz lakin onun kazanmasının da bir yenilgiye uğrayacağına inanacaktık?Tanıtım Metni
Paylaşmak
