Lacivert Sevdalar

"Öte dünya denen memleket, denizin karşı kıyısı acaba? Beyaz ve kül rengi bulutlar, zaman zaman kucakta saklani emziren bir ana resmi çizerdi ufka. Gün kaybına yakınsa zaman; pembe, sarı renkler belirirdi ana resminin arkasında. O zaman daha dayanılmaz seyredilirdi. Belki de denin üzerine çizilirdi ana resmi. Uzaklardan takip ettiği yere gözcülük mü ederdi? Ufuk, ana resmi çizdiği için mi severdi denizi? Bakmalıydı. Dönülmeyecek kadar uzaklara vardığında isyanı, belki de hicranı.En azından karşı sahilin kumlarında giderdi, kumsala serilen şu köpükler gibi. Yaşamın ve denizin şiirleştiği bu hikayeler, Halikarnas Balıkçısı'ndan beri özlediğimiz deniz ücreti, masum hayat parçaları ile birleştiriyor. Emine Özgenç, her zamanki berrak dili ve engin anlatımıyla gerçek hayattan edindiği hikayeler kaleme almıştı. Bu hikayelerin özellikleri Özgenç'in bazen ataları, bazen sahipleri, bazen de çocukları. Aşk, onun hikâyesinin başköşesinde. Kavuşamayan âşıklar, Karadeniz'in kaderi gibi. Lacivert Sevdalar ismi bu nedenle aslında bütün hikâyelerin özetini bünyesinde barındırıyor. Hikâyelere Karadeniz'in Rus işgalinden kalan trajik anlatılar da ayrıca can katmış. Karadeniz'e Rusların tasallutu edebiyatımızda nedense çok az gündeme getirildi. Bu günlerde Özgenç, ata yurduna vefayı da ihmal etmiyor. Düşündüğünüz, şefkatle gülümseyeceğiniz, hasretle irkilip, göğsünüzden sızarak gözyaşlarınızı dökeceğiniz bu hikayeler, bulutlu göğün yüzünüzü serinleten rüzgarlarına benziyor. Okuyucuları kucağına çağırıyor. Prof. Dr. Nesîme CEYHAN AKÇA <img src="https://s3-eu-west-1.amazonaws.com/dia/kitadagitim/ckeditor_assets/pictures/53/content_1_original_original.jpg" alt="Tanıtım Metni" height="15" width="15" ><font size="1" color="white">Tanıtım Metni</font></img>