Latin Amerika'da İsyanın Tarihi

...XXI. Yüzyılda neo-liberal küresel piyasa ekonomisinin zayıflığı ve dışlanmayı derinleştirip yaygınlaştıran, yerküre kaynakları geri dönüşsüz biçimde yağmalayıp doğayı tüketen dayanmalarına karşı, Latin Amerika'nın isyanını sürekli izlemeliyiz. Bu isyanın bir 'tarihi' olduğu, kendi kendine yayılan süregenlik ve kopuş dinamikleri içinde o bereketli topraklarda yeniden ve yeniden boyverdiğini hiç mi hiç aklımızdan çıkartmadan... Küresel piyasa ekonomisinin hepimizi desteklemeye çabaladığı 'seyir krizlerinin'nun en önemli zaaflarından biri 'belleksizlik/belleksizleşme(tiril)me' çünkü. Bu belleksizleş(tiril)me, bazılarına 'Emek, sınıf, sosyalizm, devrim, kamulaştırma, demokrasi, milliyetçilik, ulusalcılık, ayrılıklar gibi bütün hayatımızı dağıttığımız şeklin anlamı değişti,' dedirten bir 'yenilikçilik' tutkusu kılığında dolaşıyor şimdilerde ortada. Belleğimizi kendi ellerimizle silişimiz, insanlaşmaya değinmek onun bakış açımızı, her özlemimizi ('eskidi' söyleyerek) piyasa tanrılarının önüne fırlatıp atışımız, bizim yetilerimizin en insanî olanından, 'yapabilme' yetimizden soyuyoruz. Bu kitapta Latin Amerika'nın iki yüzyıllık isyan tarihi -önderlerinin ağzından- okura sunulurken, kıtaların sömürgeciliğine, emperyalizme ve günümüz neo-liberal kapitalizmine karşı sürdürülürdüğü sürekli başkaldırının köşe taşlarını verilen - ülke ülke ve kronolojik dizini içerisinde. Latin Amerikalı devrimcilerin satırlarını uzatması, İspanyol sömürgeciliğinin amansız düşmanı Simón Bolívar'ın, Perulu komünist Carlos Mariátegui'nin antiemperyalizminde yeniden hayat bulduğunu; Meksikalı köylü isyancı Emiliano Zapata'nın, Nikaragualı gerilla lideri Carlos Fonseca'nın ağzından bize seslendiğine; Flora Tristan'ın egemenlere olan öfkesi ve nefretinin Küba'da Haydée Santamaria'nın da aralarında bulunduğu gerillaların baskınıyla Moncado Garnizonu'nun duvarlarında patladığına tanık olup olmadığı... Tanıtım Metni