Mahremiyetin Dönüşümü

Çağdaş'ın günün en büyük düşüncelerinden Anthony Giddens bu =, kadınların modernlik sürecinde yaşadıkları kişisel değişimleri yorumluyor. Gündelik hayatta özgürlükçü değerlerin temel alınarak geliştirilmesi ve kişisel hayatın demokratikleştirilmesini amaçlayan bir “yaşam politikası” perspektifinin imkanları değerlendiriliyor. Yazarın “mahremiyetin bildiği” adını verdiği süreci iki ana dinamiği var: doğum teknolojisindeki gelişmeler sayesinde üreme üremesinden kopmuş bir “plastik cinselliğin” ortaya çıkması ve kadınların cinsel özerkliğinin ortaya çıkması. Giddens'a göre, 19. yüzyılın başlarında “anneliğin icadı” ve romantik aşk ideallerinin gelişmeleri, kamusal alanın ortaya çıkması engellenmiş kadının gönül işlerinde uzmanlaşmasını sağlamış ve böylece kadınlar sürekli tartışarak işlenebilecek bir “benlik anlatısı” geliştirme konusunda erkekleri yaya bırakmışlardır. Din ve gelenek gibi dışsal anlamda büyüme hızla gerilediği modernlik döneminde, insanlar kendi başlarına kendilerinin karşılığını veriyor; fiyat politikaları ve bunda da bayrak “modernliğin duygu devrimcileri” olan kadınlar özgürleşiyor. Kadınların içindeki kontrolleri azalan ve kadınların getirdiği, kendini ötekine tamamen açmaya ve aşk bilgisine dayanan, her türlü havalandırmayı dışlayan ve mutlaka cinsel doyum içermek zorunda olan özgürlükçü “saf ilişki” modeline ayak uydurmak zorlanan erkekler ya şiddete başvurmak ya da kendi erkekliklerini sürdürmek zorunda. Zamparalığın artık neden demode bir şey olmadığınız sekskolikliğe; Freud, Foucault, Reich, Marcuse'ün eşcinsel teorilerinden; Pornografinin yaygınlaşmasından ebeveyn-çocuk ilişkilerindeki değişimlere kadar pek çok konuda ufuk açıcı yorumlar getiren son derece önemli bir kitap Mahremiyetin Dönüşümü. Temel kaygısı ekonomik büyüme ve teknolojik denetim değil, duygusal doyum ve tinsel olgunluk olan bir uygarlık yaratmamız geliştirmeyi düşünenler için... Tanıtım Metni