Dağların Kızı: Amasya

Amasya'nın izleri Doğantepe Höyük'te Geç Neolitik Çağ'ın sonlarına kadar uzanmaktadır ve Şevket Dönmez'in makalesinde belirttiği gibi, "Amasya, adını (Amasea, Amaseia, Amasseia, Amaseia Hadriane, Amaseia Severiane Antoniane, Amaseia Severeia Alexandreia) çok eski zamanlardan beri neredeyse hiç bozulmadan koruyan nadir Anadolu şehirlerinden biridir. Amasya, Hitit metinlerinde 'Kummeşmaha', klasik dönemde ise 'İris' olarak adlandırılan Yeşilırmak Nehri üzerindedir. Yeşilırmak, kireçtaşı ve traverten kayalara oyduğu uzun ve dar bir kanal boyunca batıdan doğuya doğru akar. Nehrin hemen kuzeyinde, şehrin kalesinin inşa edildiği Harşena Dağı yükselir." Ferhat ve Şirin'in aşkının Amasya'da yuva bulduğu yaygın bir inanıştır. Şevket Dönmez makalesinde, “Şirin Hanım ve Ferhad'ın destansı aşk hikayesinin Anadolu versiyonu, şehrin tarihi topoğrafyası ve arkeolojisinde iz bırakmış olan Amasya'da geçmektedir. Bugün Ferhad Dağı'nda yan yana bulunan iki sade mezar, Ferhad ve Şirin'e atfedilmiştir ve bu da hikayenin ne kadar güncel ve popüler olduğunu göstermektedir.” diyor. Dağların Kızı Amasya, popüler kültür ve inanç sistemlerinin beşiği olmuş bir şehrin kültürel mirasını konu alıyor. Şevket Dönmez, şehri antik bir yerleşim yeri olarak ele alıyor ve Oluz Höyük'ü konu alan makalesinde Pontus Kapadokya'sını tasvir ediyor. E. Emine Naza Dönmez ise Harşena Kalesi ve Kızlar Sarayı'nın şehir için önemini vurguluyor ve Türk Dönemi mimarisine de değiniyor. Muzaffer Doğanbaş, bölgedeki ahşap işçiliğini, inanç sistemlerini ve kutsal yapıları anlatıyor. İ. Hakkı Göztaş, şehrin tarihsel gelişimini ve seküler mimarisini inceliyor. Fotoğrafçılar Ali Konyalı ve Tarkan Kutlu, Filiz Özdem tarafından hazırlanan bu monografide Amasya şehrine ayna tutuyor. Tanıtım Metni