Everest Yayınları
Mandarinler
Mandarinler
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Simone de Beauvoir, Goncourt Ödülü'nü kazanan 1954 tarihli romanı Mandarinler'de, diğer eserlerinde rastlanan feminizm ve varoluş temalarını, bu kez Fransa'nın politik ve entelektüel portresini çizen bir aşk hikâyesi üzerinden ele alıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda 1950'lerin ortalarına dek Fransa'daki bir grup entelektüelin takip eden Mandarinler, Jean-Paul Sartre, Albert Camus, Nelson Algren, Arthur Koestler ve bizzat de Beauvoir'dan ilham alan karakterleriyle, örtük bir otobiyografi olduğu kadar, savaş sonrası Fransa'nın sol görüşlü aydınlarının hayatlarını ve çalkantılı siyasi dağılımlarını de inceleyen politik ve bir roman. Bazıları için belki de Beauvoir'ın en güçlü, en karmaşık eseri. Yüksek sesle, “Bunun farkındayım” dedim. Savaş öncesi, yaşamının devamını hissetmeyecek kadar gençtim. Sonra beş yıl boyunca kendimi tamamen unuttum. Ve nihayet kendime kavuştuğumda, boyun eğdiğim gerçekle karşı karşıya kaldım. Yaşlılığım beni bekliyor, kaçacak deliğim yok. Onu insanların aynasının derinliklerinde görür gibiyim (. . .) Mevsimler yeniden başlar, kayıpların gelişmesiyle gelinir. Ama kalıcılığı durmanın hiçbir bakımı yok. “Artık kaygılanmak için çok geç,” diye düşündüm, aynadaki görüntülerden bakışlarımı çevirerek. “Artığın dinlenmesi için bile çok geç; tek bakım yaşamayı sürdürmek.”Tanıtım Metni
Paylaşmak
