Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi

insanların sömürüye karşı mücadelesiyle geçmişin edebiyatı arasında düğme kurmadıkça, günümüzü tam olarak anlayamayız ve onu etkin bir biçim değiştiremeyiz. Ayrıca bu çıkışın yerine getirmezsek bizi daha iyi bir sanat ve daha iyi bir insanın yaşayacağı metinleri okumada ve söz konusu sanat biçimlerini üretecekde daha az ehil olacağız. Marksist eleştiri, yalnızca Kayıp Cennet ya da Middlemarch'ı yorumlamak için alternatif bir teknik değildir. Baskıdan kurtuluşumuzun bir parçasıdır. Çin'in kapitalistleşmesinden ya da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından dolayı Brecht, Lukács, Adorno ve Raymond Williams'ın kayıtlarından artık mahrum kalmak muhtemelen tuhaf olurdu. Ama bugünün hakim düşünce paradigması, marksizmin açıklayıcılığı değil, politik umutları pratikte gerçekleştirip gerçekleştiremediğine bakmayı uygun buluyor. Terry Eagleton tartışmasını tam da bu mekanistik yargılamaya karşı durarak sürdürerek, Marksist edebiyat eleştirisinin zenginliğini, sanat eserini nasıl açıkladığıyla ilgili değişimi ve kayıtlını anlatıyor. Kısa ve tok, ne söylediğini iyi bilen bir kitap var anlatıları. Sadece eleştiri geleneğini değil, bugün için Marksist eleştirinin konusunu ele alan bir çalışma. Edebiyat biçimi, siyaset, ideoloji, kültür ve endüstri ürünleri olarak incelenen güçlü bir Eagleton yorumu. Tanıtım Metni