Merhaba Yabancı

Yüzüm. Tam karşımda, aynadaydı. Ayrıksı parçalar hâlinde değil, bir bütün olarak. Bağlantısız gözler, dudaklar ve burun delikleri şeklinde değil, ben olarak. Yüksek sesle “Merhaba, yabancı” dedim. Oradaydım. Sadie Montgomery, en büyük verimi kutlayacakken, bir olayın sonucu kendini sonlandırabilir. Yüz körlüğü olarak bilinen bir hastalık vardır artık. Baktığı yüzlerce bağımsız parçadan oluşan karmakarışık bir yapboz gibidir. Sadie bu olasılığa başlamamaya, ailevi takipçileri halletmeye ve sevgili köpeği Peanut'la ilgilenmeye adamıştır. Bir de annesinden kalan portre ressamlığını devam ettirmeye… Kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışırken tepetaklak olan hayatlar yaşanabilir için üstün bir çaba gösterse de bir yerden sonra yardım istemek zorunda kalması ve işe bakın ki kapı komşusu tam bir Yardımsever'dir. Bir tarafın ön yargıları bir sıkı sıkıya bağlı olduğu hayalleri olan Sadie'nin gösterdiği hiçbir şey net değildir çünkü zaten herhangi bir şeyin net görülmesi mümkün değildir. Ama hayata, bakmasanız da görebileceğiniz onca güzellikle doludur. Sadie'nin hiç beklemediği anda karşısına çıkan insanlar gibi… fazlasıyla, görmenin her zaman başka yolları da vardır. Sadie'nin denediği yollar gibi… Tanıtım Metni