Modernleşme Sürecinde Moda ve Zihniyet

Varlığını modernleşmeye borçlu olan moda, otoritesini “modanın eleştirilmezliği” üzerine ölçmekta oldukça mahir davrandı. Bu maharetiyle birlikte moda, güzelin tarifini değiştirdi. Bu yeni tarifeye göre “moda olan güzeldir”; moda olan yani göze çarpanı. En çok tartışılan ve göze batan zevkler ve renkler bile, modanın şemsiyesi kayıtlı “zevkler ve renklerin tartışılmazlığı” payesine yükseldi. Kitle kültürü içinde evrensel olarak aynı şekilde giyinip aynı şeyleri tüketirken modacılar “Çıplak Kral”ın terzisi oldu. Her şey güçlendirilirken modaya uygun olarak sarsılmayan otoritesini neye borçlu? Belki de bu, modanın tanınmamış olmasından kaynaklanıyor. Modanın kökeninde “oluşmayan sınır” yattığına göre modaya göre tanımlanacak mı? Fatma Barbarosoğlu'nun elinizdeki çalışması modanın e olasılığına bu manada bir kapı aralamakta... Tanıtım Metni