Moğollar Avrupa'da - Moğolların Avrupa Seferinin Üç Tanığı (1241–1242)

AVRUPA'NIN SINIRLARINI ERİTENMOĞOL KORKUSU…“Eğer gelirlerse Tartar olarak andıklarımız Tartaryalarına def olacaklar, geri dönecekler, ya da onlar bizim hepimizi cennete gönderecekler.”- Fransa Kralı IX. Louis1241 yılının Mart ayında başlayan Moğol saldırısı, eş zamanlı olarak dört ayrı ordunun mevcut Polonya, Macaristan, Romanya'nın orta bölümü ve Romanya'nın devam etmekte olduğu ve Sırbistan'a yayılan sahanın hedeflenmesiyle kendisini gösterdi. Artık Orta Avrupa ve Balkanlar Doğu Avrupa'ya ait bütün önemli geçitler aşılmış, ardındaki kuvvetler yok edilmiş ve bunun yarattığı ümitsizlik içinde arda kalan bölge yıkıma boyun eğmişti. Avrupa'nın geride kalan bölümünde pek çok insan bu felaketin ardından hangi ülkenin çökeceğini merak ediyordu. İtalya'daki kentler mi, yoksa Kutsal Roma Germen İmparatorluğu mu, yoksa Fransa mı? Sadece insanların değil, aynı zamanda asillerin ve din adamlarının ve hatta Kralların ve Hükümdarların bile korkuya esir düştükleri günlerde Avrupa koca bir hapishane gibi toplandılar.Moğolların Avrupa seferi ile ilgili rotaya erişmiş pek çok türde kaynak mevcut. Ancak bunların arasında en ilgi çekici olanlar, bizzat hadiseler içerisinde bulunup başlangıçtan geçenleri, gördüklerini veya gecelerini aktaran kimselerin kalemlerinden ortaya çıkan eserlerdir. Bunların bir kısmı, bir veya birkaç sayfalık mektupların bulunmasıyla birlikte üç ayrı kaynak, miktarı gerek hacim olarak ve miktar kalitesi olarak üstündür. Bu çalışma işte bu üç kaynağın diğer kaynakları ile karşılaştırılarak notlandırılıp Türkçeye tercümesi olarak takdim edilmektedir. Altay Tayfun Özcan'ın hazırlayıp çevirdiği ve notlandırdığı “Moğollar Avrupa'da”, Avrupa'nın tam anlamıyla felce uğrayarak donup kaldığı bir dönemiyle yüzyüze karşılaştığı, kuşatılmış veya esir alınmış kimselerin anlatılarına dayalı olarak okuyucuya yaşadığı ve onları geçmişinin bu “tehlikeli” olarak ortaya çıktığı. Tanıtım Metni