Muazzam Bey'in Değersiz Hayatı

Kaç yaşına gelmiştim, hala bir arabam yoktu. İşe otobüsle gidip geleceğim. Ama Pazarlama Müdürü Erkut Bey'in arabası vardı, çünkü o mühendisti. O İTÜ mezunlarıydı, ben Açıköğretim'i zar zor bitirmiştim. O şirket para kazandırıyordu, ben ise hiçbir şey kazandırmıyor, sadece para bitiyordu. Bir insan başarıdan bu kadar uzak bir hayat yaşayamazdı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, akşam bir de canım hiç istemediği halde Nermin'le buluşacaktım. Evinizde olur da bir karafatma görürseniz onu öldürmeyin. Üzerindeki bir kavanozun bir süresi boyunca izleyin. Bir süre sonra o da teneke kutudan çıkıp sizi izlemeyecektir. Şimdi o suratı unutmayın, alın bir kadın bedeninin üzerine koyun, işte size Nermin. Merhaba Nermin. Nasılsın? Aşık mısın hala bana?***Biz kendi günlük yaşantılarımızdan şikayet ederken, hepimize ibret olacak sıkıcılıktaki bir işe, dünyanın sevilesi olmak en uzak sevgiline ve kendi başına zayıflığı ile kırılganlığına da sarsılmaz bir inanca sahip Muazzam Bey'in, adıyla alay edercesine vasat ve sönük olan hayatı ise farklı bir yöne gitmek üzereydi...***Sandalyeyi yerdeyken kalktı, geride kaldı. Muazzam, onları öldürmüşsün. Hayırdır bir terbiyesizliği falan mı oldu sana? diye sordu. Hayır efendim, bana karşı en ufak bir terbiyesizlik olmadı. Bu nedenle çok terbiyeli yetiştirmişsiniz onu, çok teşekkür ederim. diye cevap verdim.***Bizim de Renkli Televizyonumuz Vardı, Yedi Kere Sekiz ve Allah Belanı Versin Brokoli kitaplarının yazarı Onur Gökşen, dünyanın en muhteşem ismine sahip bu ilk romanında, sıradan hayatlar ve sıkıcı yıldızlar içinde debelenen günümüz insanını, zihinlerin en derin ve karanlık köşelerindeki hayallerin üstesinden gelip bir araya geliyor. Tanıtım Metni