Mugby Kavşağı

"Bu Mugby Kavşağı, yirmi dörtlerin karanlık saatlerinde, gölgeli şekillerle dolu bir yer. Örtülerle kaplı, uçsuz bucaksız, tuhaf cenaze törenleri gibi süzülen gizemli yük trenleri, sanki yükleri gizli ve yasadışı bir sona varmış gibi, yanan birkaç lambanın varlığından suçluluk duyarak kendilerini uzaklaştırıyorlar. Yarım mil uzunluğundaki kömür, bir dedektif gibi takip ediyor, onlar önden giderken takip ediyor, onlar durduğunda duruyor, onlar geri döndüğünde geri gidiyor. Bu karanlık caddede ve diğerinde yere dökülen kızgın közler, sanki işkenceci ateşler temizleniyormuş gibi; aynı anda, çığlıklar, inlemeler ve gıcırtı sesleri kulağı istila ediyor, sanki işkence görenler acılarının zirvesindeymiş gibi. Sığırlarla dolu demir parmaklıklı kafesler yarı yolda şıngırdarken, boynuzları birbirine dolanmış, gözleri dehşetten donmuş, sarkık hayvanlar ve bir de aygırlar: en azından uzun buz sarkıtları var (ya da öyle görünen bir şey). Dudaklarından sarkan. Havada bilinmeyen diller, kırmızı, yeşil ve beyaz harflerle komplo kuruyor. Gök gürültüsü ve şimşek eşliğinde bir deprem, Londra'ya doğru hızla yükseliyor."