Muhyiddin İbn Arabi

"Vakıamda bir melemen beyaz bir nurla beraberlik bana geldiğini gördüm. Bu sanki güneş ışınlarının bir parçasıydı. 'Bu nedir?' diye sordum. Bana şöyle cevap verildi: 'Bu eş-Şuara Suresi'dir.' Onu yuttum ve o zaman sanki bir tüyümden boğazıma, boğazımdan da ağzıma çıkıyormuş gibi hissettim Bu; başı, dili, gözleri ve gözleri olan bir hayvandı.Başı, Maşrık ve Mağrib ufuklarını kaplayıncaya kadar genişledi, sonra yeniden küçüldü ve göğsüme geri döndü O zaman bildim sözüm Maşrık'a da Mağrib'e de uzanacak." "Kibrit-i ahmer", tasavvufî ıstılahatta parçacıkları altın şekline getirebilmede etkili olduğu bilinen bir cevherdir. Allah tarafından büyük zatlara bahşedilen tasarruf gücü de kibrit-i ahmer ile bağdaşır. Nitekim İbn Arabî'nin bu Rahmânî ilhamı doğrulanmış, Hakkâ yürüyüşünü takip eden asırlar boyunca kelâmı ile Ekberî irfan ve irşad metodu dünyaya yayılmıştır. İşte bu minvalde tasavvuf araştırmaları kayıtlı en önemli isimlerden Claude Addas, en önemli çalışmalarından biri olan Kibrit-i Ahmer'in Peşinde'de "Şeyh-i Ekber" Muhyiddin İbn Arabî'nin velayet yolunun izlerini sürüyor. Anavatanı Endülüs'te geçen ilk gençlik ve olgunluk yıllarından burada olup bitenin içinde yer alan ilmî münazaralara, kendi tasavvufî oluşum vehbî olarak bulduğu manalara ve rüyalara; Peygamber Efendimizle (sav) "görüşme"lerine değinerek İbn Arabî'nin manevî gidişatına aşamalara ve varoluşsal tınısı yüksek büyük yazılımlara dair bir yol haritası çiziyor."Öyleyse bana, ey dost, seni nereye götüreceğimi mi? İbn Arabî, Kitâbü'l-İsrâTanıtım Metni