Müsilaj – Ağıt Mi Umut Mu ?

Marmara Denizi'ni kapladığından haberdar olduğumuz müsilaj, denizle kurduğumuz yanlış ilişkinin sonucu. Deniz büyüsü zannettik. Yıllardır 25 milyon insanın evsel atıklarını, Türkiye'nin boyunca hizmet sunan endüstrinin atıklarını, denizcilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan ortaya çıkanlar ve yoğun şekilde üretimden çoğaltılmaları uygun şekilde arıtmadan denize boca sunduk. Denizin can damarı olan akarsuları birer atık kanalı haline getirildik. Yanlış avcılık teknikleriyle dibini kazıdık. Orijinal belgenin gerçekte kırılganlığının da bir göstergesinin alınıp alınmadığı. Nedeni insan olan iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin denizlerinin ısıtacağını düşünmedik. Daha sonra müsilaj ortaya çıktıktan sonra, dosya silinmeye başlandı. Oysa müsilaj, kirlenen ruhlarımızın, denizimize karşı kaybettiğimiz saygının bir dışavurumuydu aslında. Eğer denizle olan ilişkimizi doğru bir temele oturtmazsak zamanı meçhul ederse, tekrarı kesin yeni müsilaj kâbuslarıyla yüzleşeceğiz. Yoldayız. Ya denizin müsilajla verdiği mesajı alıp denizimizi kurtaracağız ya da vazgeçeceğiz. Bu kitap müsilajının tüm ayrıntılarıyla ele alıyor. Müsilajın oluşumunu, nedenlerini, değişimlerini akıcı bir dille açıklıyor. Müsilajla ilgili olayları bütünsel olarak hepimiz adına sorarak cevaplıyoruz. Ağıt yakmayı bırakıp, müsilajdan yaptığı yuvasında neslini devam ettirmeye çalışan çırçır balığının yaktığı umut ışığının peşinde düşmeyi öneriyor. Suçu dağıtmak yerine bireysel olarak yapabileceklerimizi bize hatırlatıyor. Tanıtım Metni