Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi: Büyük Resim ve Türkiye
Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi: Büyük Resim ve Türkiye
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Günümüzdeki İktisatçılık, farklı disiplinlerin birbirini izleyen zengin verilerinin geliştirilmesi gelişmedir. Özellikle tarihin sunduğu kaynaklar üzerinde çalışırken, sosyal bilimlerin geniş desteğiyle bu malzemeyi iktisadın yöntemi içinde değerlendiren üretimler ve disiplinlerarası çalışmalar giderek önem kazanmaktadır. Bilsay Kuruç, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Büyük resim ve Türkiye kitabını kaleme alma yöntemini izliyor. Kendi deyişiyle meseleyi püf olarak değerlendiren “tarihin malzemesini değerlendirirken, iktisatçı yaklaşımı içinde kalabilmek” şeklinde açıklıyor. Kuruç, bu çalışmayı, öğrenciye ders veren ya da okura iktisat diliyle iktisat öğretmeye başlayan bir kalıp içinde yazılmadığını; Bazen tüm gerilere gidip kimi zaman döngüsel dönen rahat anlatımlı, finansal malzemeyle bağışlanmış, siyasi aktörlerin de renkleriyle öne çıkan öykülerden oluştuğunu, bu yanıyla deneme sayılabilecek öykülerin adeta bir roman kıvamında işlendiğini dile getiriyor. Aslında Kuruç, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Büyük resim ve Türkiye kitabıyla, edebiyatta örnek çok az görülen bir iş ortaya çıkıyor. Büyük devletlerin tümünün 20. yüzyılın başındaki ekonomilerini iç içe öykülerle anlatıyor. Bir yanda patronluğu devretmekte direnen İngiltere, “patron”un yerini gözüne kestirmiş “temiz” aile çocuğu ABD, mızmız Fransa çocuk ve mahallenin kabadayı Almanya; diğer yanda ise, iki köylü, iki isyancı çocuk, Sovyetler Birliği ve Türkiye… Kitap, 1920'li ve 1930'lu yıllık İktisat dünyasını aydınlatırken, özellikle kapitalizmin bugünü ve kaldığına da ışık devam ediyor. 20. yüzyılda bugünlere nasıl bir şekilde geldiğimizi bilgimizi sağlıyor. Dünyanın ilk yerinde Kuruç, yüzyıllara girerken kendi zeminini inşa etmiş, köklerini sağlamlaştırmış, ancak daha sonra büyük krizlerini kapsayan kapitalizm ve yeni kurulmaya başlayan sosyalizmi okura sunuyor. Bir yanda “büyük devletler”i, öte yanda Sovyetler Birliği'ni analiz ediyor. Bu, bir “köylüler ülkesinin” kendi ayakları üzerinde durması için sanayileşmeye nasıl giriş yaptığını, bu yolda ne gibi ücretler hesaplaması gerekir, planlamanın tarih sahnesinde nasıl oluştuğunu ve bir ekonomiye nasıl yön verdiğini de görmek demektir. Kuruç'un, ikinci kısmında ise Cumhuriyet'in kuruluş yılları ve Mustafa Kemal döneminin bugünden çok farklı olan Türkiye'si. Burada, yeni rejim sanayileşme ve arzuyla değişimle yeni yetme kapitalizmin ibretlik çekişmeleri iç içe yer alıyor. Ben kendi adıma, böyle bir “yeniden öğrenme” sürecini tetikleyen bu dev yapıt için Bilsay'a “eline sağlık” diyorum. Prof. Dr. Korkut BORATAV Tanıtım Metni
Paylaşmak
