Neoliberal Din - 21. Yüzyılda İnanç ve Güç

Küreselleşmenin ardındaki ideoloji olan neoliberalizm, özgürlüğün ortak kimliklere tercihi eden abartılı bir bireyciliği teşvik etmesi, rekabet piyasasının en iyi değerlerinin olduğu şeyi sorgusuz sualsiz kabul edip dayatması ve bütün kültürel sorunlara meta muamelesi yapma ile bugün genellikle karşı karşıya kaldığı birçok olumsuzluk nedeni olarak görülüyor. İnsana süt her şey gibi din de bu kuşatıcı ideolojiden kendi payına düşeni yer alıyor. O hâlde neoliberal bir dünyada dinin hâlâ yeri var mı, varsa nedir? 21. yüzyılda din bir ürün, yırtılmayı kesmiş, onun gücüne ve taleplerine karşılık veren bir pazar malı hâline gelmiş olabilir mi? Dinin küreselleşen dünyanın şartlarına uyum ve dönüştüğü güçler mi? Dönüşüyorsa, bir toplumsal olgu olarak dini konu edinen çalışma alanları bu dönüşüme uyum sağlayacak yeni kavram çerçevelerine ve kuramsal araçlara sahipler mi? Bu süreçteki ilişkilerin yeri nedir? Dinsel olanaklarının neoliberal iş modellerini izlemeleri, dinsel hareketlerin günü yakalamalarına mı, yoksa mevcut etnik uygulamaları ve cinsiyet eşitsizliklerini mi perçinliyor? Bu itibarla, son yirmi yıl içinde kökleşen neoliberal düzen, dinsel kimlikler ve güç tanıtımları hakkında eskisinden daha farklı düşünmeyi mi gerektiriyordu? Bu kitapta neoliberalizmi çağdaş toplumları anlayan yarayan bir çerçeve olarak kullanan Mathew Guest, bu durumun bizim din anlayışımızda hangi değişikliklere yol açtığını soruşturuyor. Neoliberal dinin ayrıştırıcı özellikleri ortaya çıkarmayı, sosyal bilimler ve etik açıdan hangi sonuçların doğurduğuna dair bir tartışma başlatıyor. Tanıtım Metni