Neoliberal Muhafazakar Medya

2013 yılının haziran döneminde gerçekleşen Gezi direnişi, araştırmacılara yeni veriler sundu. Artık hiçbir güncel çalışma Gezi sürecinin ayrıntılarını bütünlüklü bir analiz sunamaz. 17. yüzyıldan sonra magica'sı gibi, ekseriyet iblis veya canavar imgeleriyle yansıtılan büyülü fener misali Gezi direnişi de doğrultulan yüzeylere hem ışık tutar hem de kendi tekinsiz direnişlerinin imgelerini destekler. 12 Eylül darbe döneminde bu yana üniversiteden medyaya kadar hayatın her alanında ayrılabilir devletçi örgütlenme ve kadrolaşma bugün meyvesini veriyor. Muhalif ve demokratik her harekete karşı tavır alan ve acziyeti ortalığa saçılan bir medya düzeni ile karşı karşıyayız. İstanbul'da en büyük sokak muharebesinin yaşandığı, ilk yoğun polis çoğalmasının ve ilksel direnişin ortaya çıktığı 31 Mayıs 2013 kitle akşamı, özellikle haber ön sıfatlı kesintilerin yayınlanmasına devam ettiği belgeseller, penguenlerin kayıtlın yerinde medyanın hal-i pür melali hakkında oldukça bilgilendirici oldu. 2007-2008'den itibaren hükümet eleştirisini itibarsızlaştırmak için başvurulan darbecilik, vesayetçilik yakıştırmaları sistematik olarak devreye sokulurken, bu kez daha kapsayıcı bir açıklama çerçevesi olarak uluslararası komploya sığınılır oldu. Faiz lobisinden CIA'sına, Reuters'inden İsrail'e, Otpor'dan Zello'suna bir kara delik gibi genişleyen ve akıl almaz unsurlar içine giren bir mega komplo inşa edildi. İktidar sahiplerinin doğrudan haberlere yazdığı, anketleri çarpışma girişiminde bulunduğu, manşetlere yazdırdığı, canlı yayınları durduğu, gazetecilerin attırdığı Alo Fatih vakaları sıradanlaştı. Hattın diğer ucundaki medya paylarının ise el bölümünün divanı görüldüğü görüldü. U. Uraz Aydın, Türkiye'deki yeni medya düzenine ışık tutan bu başarıyı, kendi alanında sorgusuz bir durmaya ve birikime sahip gazetecilerin ve prosedürlerin analitik bakışlarını bir araya getirmeye çağırıyor. Tanıtım Metni