Niş'ten Mektuplar
Niş'ten Mektuplar
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Niş'ten mektuplar duygusal, saf bir aşk boyunca yazılan mektuplar ile Osmanlı döneminde Niş'in değişimini anlatmaktadır.Niş, Sırbistan'ın ikinci büyük şehri ve ülkenin güney veki en büyük şehri, ana endüstri ve iletişim merkezidir. 1386'da başlayan 1878'e kadar devam eden kesintilerle devam eden Osmanlı idaresi altında kayıt altına alınan İslami bir merkez özelliği kazanmıştır. XVIII ve XIX. yüzyıllarda Osmanlılar'ın Balkanlar'daki en büyük ve en güçlü kalelerinden biri konumunda olup, bugün çeşitli yıkım ve sürgünlere rağmen İslâmî özellikleri hala kaybetmemiştir. Şehrin Türklerle ilk tanışması 441'de Hunlar tarafından elelelerledir. Fakat 641'de Slavlar Niş'i tamamen kaydetmiştir. I. Murad'ın kumandasındaki Osmanlı ordusu 788 (1386) yılda yirmi beş gün süren ağır bir kuşatmanın ardından şehri fethetti. 1498 yıllık tahrir defteri, 167'si (% 60) Müslüman olmak üzere 279 hâneli (yaklaşık 1400-1500 kişi) Niş'i Semendire (Smederova) sancağının ikinci büyük yerleşim yeri olarak göstermektedir. Şehirdeki üç Müslümanlara (Câmi-i Şerif, Mescid-i Çarşı ve Köprübaşı), biri hıristiyanlara ait olmak üzere dört mahalleye ayrılmıştı. 1580'de Venedikli Paolo Contarini, “Nissa” diye kaydettiği Niş'i Türkler'in ve az sayıda hıristiyanın yaşadığı, çatısı tahta kiremitle kaplı evlerin bulunduğu, çok sayıda cami ve nehirler boyunca uzanan yaklaşık 1500 evin yer aldığı bir kale-şehir şeklinde anar.Evliya Çelebi Niş'in camilerinden, bilhassa çarşının ortasında bulunan ve sade bir şekilde birleşmesi olan I. Murad Camii ile Muslu Efendi ve Hüseyin Kethüdâ camilerinden bahseder. Ayrıca yirmi iki sıbyan mektebinin içerdiği şehrin köprüsünün başında yer alan Bektaşî Tekkesi ile Zâhide Bacı ve Haydar Kethüdâ tekkeleri Evliya Çelebi'nin özellikle sözleri verilmiştir. Sırplar, 1878 yılının Ocak ayında Osmanlı birliklerinin büyük bir kısmı Plevne savunması ile zaman içinde yedi hafta süren kuşatmanın ardından Niş'i ele geçirdiler. 1878'in Eylül ayında İngiliz konsolosu Baker, Londra'ya şehrin romantik 8300'den 300'e indiğini, Müslümanlara ait malların yağmalanıp evlerinin çoğunluğunun yakıldığını bildirmiştir. Camiler de askerî ve resmi olarak kullanılanlar hariç tutulmuştu. Savaşın hemen ardından artık bir Sırp toprağı olan Niş sancağının bütün Müslümanların sınırı dışında kalmış ve şehir merkezinde küçük bir Müslüman cemaati kalmıştı. Niş, Balkanlar'daki en büyük Osmanlı hisarı özelliğine sahip olan 1719-1723 yıllarına ait surları ve 1521-1523 yıllarından kalan Malkoçoğlu Bâlî Bey Camii'nin yanı sıra XIX. yüzyılın başlarında kalma İslâm Ağa Camii etrafındaki küçük Müslüman cemaatiyle birlikte zengin Osmanlı döneminin izlerini izliyor.Tanıtım Metni
Paylaşmak
