Nöromatik

Aydınlanmalarının Rönesans'tan devralarak üzerine kafalarının durduğu temel mesele, işleyiş kuralları zihin tarafından çözülmeye başlanan maddeye karşılaştırma zihnin ve/ya ruhun nasıl tanımlanacağı, nerede konumlandırılacağı sorusuydu. Gelgelelim ne Aydınlanma düşüncelerini kendine siper ederek Kilise'nin siyasi genişuna meydan okuyan devrimin Fransa'sında, ne de devrim filozoflarıyla yakınlıklarını gizleyen “reformcu”-“radikal” liberallerin siyasette giderek gücünü hissettirdiği İngiltere'de, zihninin nasıl açıklandığına sarih bir yanıt bulunabilmiş değildi. Nöromatik, Avrupa'da böylesine dallanıp budaklanmakta olan “bilince süt çetin sorusu”nun Amerikan bilimi, maneviyatı, ve toplumunda yarattığı çalkantıların izini sürüyor. Bilincin gerek zihinsel gerek ruh olarak, daha çok da her iki veçhesiyle talep edilen deneylerin peşinden ilerlerken tarihçi John Lardas Modern, Foucault'nun soykütük yöntemine başvurarak 19. yüzyılın ikinci yarısında İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ve sonunda dek uzanan bir zaman kesitinde, genelgeçer bilim tarihi ve birleştiğinin bir Ve iki tanesi dağıldığı arasında bir sinaps yakaladığımız her defasında bilgilerini not ederek bir hafıza kaydını açmayı ve soykütük inşasına başlamayı teşvik ediyor. Yeraltı edebiyat ile devletin sırrı vasfındaki araştırmaların hangi ortak mutfaklarda hangi dolambaçları katederek buluştuğunu görmeye, idrak etmeye, düşünmeye davet ediyor. Tanıtım Metni