Oğul Sen Sen Ol

Nasihatnâmelerin unutulmaya yüzleri; “İş tutmanın”, “kişisel gelişimin” ya da başarının yolunda daha ziyade pragmatik sebeplerle öğrenilmek istendiği zamanlarda genellikle kadim bilgeliğin, özelde ise Türk-İslam kültürünün içinde tükendiği kıssa, tarihi hikâye, menkıbe kesintisini tekrar hatırlamaya ve hatırlamaya ihtiyaç vardır. Bu görev ise belki de en çok, bu kültürün hayatında yakalamış, çocukluklarında büyüklerinin çevresinde toplanarak eğitildikleri yahut kütüphanelerinde denk geldikleri İmam Gazzâlî'nin Ey Oğul'undan nasiplenebilmiş, Mesnevî, Attâr'dan menkıbeler, Dede Korkut'tan hikayeler, Beydebâ'dan Kelîle ve Dimne dinlemiş; kulağına Kutadgu Bilig'den öğretilenler çalınmış, Atebetü'l-Hakâyık'ın farkındalığı olan bir nesle düşüyor. İşte Bilal Kemikli, Oğul, Sen Sen Ol'da insanlardan ayrı tutulan ve idareci olduğu bir dönemdeki hasret duygusuyla ve idarecilerin genel olarak düşmüşleri pragmatizm hatasını gözlemleyerek, gençlerin ve bu kültürden uzak kalanların odağında, Peygamber Efendimizin(sav) “Din nasihattır”, düsturu ile bir tür “pendnâme” hazırlayarak bu törenin izini sürüyor. Odağında hem öğrencilerin hem de ebeveynlerinin olan bu eser, didaktik bir tecrübe aktarımından ziyade, Kemikli'nin latif dili ve zarif Türkçesi ile okuruna geçmişten yolculuk muhabbetli bir sohbet meclisi mevcuttur.Tanıtım Metni