Batı Uygarlığı

Yirmiden fazla dile çevrilen bu kitap, klasik'ın gücünü bırakmak isteyenler için yol gösterici bir rehber niteliğinde. Annales Okulu'nun ünlü yöneticisi Jacques le Goff, burada derin bir tutum okumasına giriş yapıyor. Sözü edilen dönem, eksiksiz bir “karanlıklar çağı” mıydı? Le Goff, zaman zaman ve mekanın gerçek boyutlarından eksiltilemeyeceğini tarihyazımındaki ustalığıyla değerlendirebilir. Anlamlı, kesişleri, ruhbanları, savaşçıları, köylüleri, yaratıcıları ile bir yandan yaşam mücadelesi, öte yanda köy, şato ve kentler boyunca bir gelmeyi başarmış, dünyevî koşullarından alınca bilince ortak olmuş, makineyi, saati, üniversiteyi ve ulusları keşfetmiştir: “Sivri tonozdan ticari senetlere ve diyalektiğe kadar buluşlar yapılır, teknik alandaler olup olmadığı, güncel konjonktürde süreğen ve ya da tasarlayacakları Tüm ufukları karartan gelecek endişelerinin ağırlığına karşın, 13. yüzyılda güzel bir sıradan'dan söz edebilmeki sağlayan bir dengeye kavuşur... Güzelliğin anlamı ortaya çıkar; saraylı aşk, belirli bir lüks zevki, bilgilenme isteği öncelikle ilk İtalyan Rönesansı'nda açılmaya başlar, daha sonra karanlık bir çağ değil, Roma İmparatorluğu'nun yeni üzerinde bir uygarlığın doğuşu için bir zaman olarak niteley'in sonda büyük başarısı. uygarlığının katkısı ve öncesinde Haçlı Seferleri zamanında oluşan kara ve deniz ağıyla karşılaştırıldığında, daha sonra Bizans'ın Türklerinin büyük baskısına karşı gerilemesi ve ortadan kaybolması sonucu Avrupa'nın bu zengin mirasına yeniden kavuşması göz ardı edilmemelidir.” Tanıtım Metni