Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar Mı Hocaaamm?

Televizyon dininin iyi niyetli geçmişi, çok reklamlı şimdisi ve içler acısı geleceği üzerine…İlet kuramcıları televizyonu Roma sirkine benzetir Sirkte hiçbir şey normal değildir. Her şey şaşırtmalı ve yürekleri ağzına getirmelidir. Ayılara etek giydirilir sirkte. insanların ağzından ateş çıkar. Doldurucu tek ayak üstünde durur. Aslanların ağzına kafasına sokulur. Kanişlerin arka parçaları üzerinde dans ederTelevizyonda din gösterilirken, televizyondan sirk değişiminin değişmesi beklenemez. Onarıcı, sağduyulu, sakin, insaflı, duru ve diri hiçbir görüntüye ve sese izin vermez televizyon. Veremez! Din programlarında da çatışma olmalı, hiç beklenmeyen tuhaflıklar gündeme gelmeli, fantezi ürün erotik imalar yapılmalı, hiç duyulmamış hurafeler dillendirilmelidir.Din programcısı televizyonda kalmanın bedelini ödemelidir. Sirkte olaylarda her türlü tuhaflık harfiyen yerine getirilmelidir. Yakası bağrı açılmadık absürt takiplerinde bulmalı, eski küflü sayfalarda kalmış hurafeleri dillendirmelidir. Cast ajansından ücretle kiralanmış seyircilerin eline tutuşturulmuş ısmarlama sorular karşısında, gerekirse şaşırmalı, utanmalı, eli ayağa bağlanmalı. Saf yürekli halkın hocalığının sunduğu açık krediyi sonuna kadar kullanarak sirke seyircisi kazandırılmalıdır. İslam'da hayatta hayattan kabir azabının türlerine, kefen bağlama şovundan yanlış imsak vakti polemiklerine uzanan gündemleri ustalıkla yoğurulmalıdır. Nihai tahlilde, gösteri bir iş'tır! Elbette ki “gösteri devam etmeli!”dur. Aksi caiz'nt…dır.Dr. Senai Demirci, Oruç Çiğnemek Sakızı Bozar mı Hocaaamm derken, psikoterapist kimliğiyle, kimseleri kırmadan, sahnede gürültülerini de yanına alarak, sade dilli bir medya okuması yapıyor. Safdil insanın duru ve diri olan dini, din adına üretilen kokuşmuş görüntülerden ve kirli gürültülerden özelliklerine yardımcı olacak bir kılavuz oluşturmayı deniyor.Tanıtım Metni