Ötüken Neşriyat
Osmanlıda Paşalar ve Padişahlar 1421 - 1520
Osmanlıda Paşalar ve Padişahlar 1421 - 1520
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Vezaret kurumu, tüm siyasi teşekküller gibi Osmanlı imparatorluğunun da temel yapı taşlarından tespit edildi ve bu mevkide bulunan vezirlerde, eyaletlerin partitlerinin emin olmadıklarından idiler. Osman Beg'in Söğüt subaşısı ve uç beyi olarak seçildiği andan itibaren, hemen yanı başında amcası Dündar Beg'in etkin ve parçalı bir şekil olarak çıkması bir rastlantı değildir. Beyliğin bütün önemli parçaları ve kararlarını danıştığı Dündar, bir bakımın kendisine vekil ve kapsamına, yani veziri olarak tüm gelişmelerin içindeydi. Benzer şekilde çekirdek kadroda bulunan askerî elitler (kudretli alplar), fakihler ve ulema liderleri, askerî, idari, mali, hukuki ve bürokratik yapıların oluşumunda yaşamsal roller icra eden önemli kişilerdi. Böylece henüz Osman Beg'den itibaren, kuruluş sürecindeki bütün işlerin icrası ve ifasında, beylerin vekil ve danışmanları olarak vezir sıfatını haiz kişilerin belirgin bir biçimde ortaya çıkması, Osmanlı üst yönetiminin doğrudan yerleşmişlerdir. Paşalar ve Padişahlar'ın, kuruluşundan ve yükselişinden kritik hadiselerin cereyan ettiği II. Murad, II. Mehmed, II. Bayezid ve I. Selim'in saltanat yıllarında paşa unvanıyla temayüz etmiş olan Osmanlı askeri ve idari elitleri üzerine odaklanmaktadır. Çalışmanın, monografik eserlerle, genel kaynaklar – özellikle vakayinameler- üzerinde sarf edilen yoğun ve titiz bir çalışma sonucunda hazırlandığı derhâl göze çarpıyor. Yazar Kasım Bolat, özellikle kronik, tarih ve biyografik üretim kaynaklarının devşirdiği verilerin verileri, yaklaşık yüz yıllık bir dönemde (1421-1520) vezirlik mevkiini işgal edilmiş bulunan paşaları belirleyerek, bunları kimlikleri, kökenleri, kariyerleri ve ifa ettikleri performansatlar parçalanmak suretiyle ayrı bir yerde gerçekleştirmekteler. Çalışmanın en dikkat çekici bazılarını, yazarın kaynaklarına yaklaşımını içeren yöntemlerden oluşur. Aşıkpaşazade, Mehmed Neşrî, İbn Kemal gibi pek çok müverrihin sunulan veriler öncelikle tarih-tarihçi-kaynak uçağında esaslı bir başarıya tabi tutan Bolat, bu hususta büyük tarihimiz Halil İnalcık'ın ortaya koyduğu ikaz ve yöntemlere de sadık bir tutum sergilemektedir. Böylece paşalara yaklaşımları üzerinden ilgili yazarların tutumu, tutumları ve hisleri de bir arada kalana kadar çözümlenmiştir. Vezirler arasında vuku bulan gerilim, hız ve çatışmaları da ele alan, İnalcık hocasının henüz 1950'lerde ortaya çıktığı, “üst yönetimdeki kökensel rekabet ve güç mücadelesinin imparatorluğu yer derin bunalımlara ve tehlikeli olanların sürükleyişi”ni yazarken vurgulayarak, bu noktadatatata dramatik tespit ve yaşanmışlıklar aktarılmaktadır. Son olarak şunu söylemeliyim ki, yüz yıllık kritik bir dönemde imparatorluğun kurumsal yapılaşması ve siyasi, idari ve askerî örgütlerde önemli hizmetlerde bulunan vezirlerin öyküsü, sürekli bir biçimde okuyucuyu yazarın imgeleminde vücut bulan nefessiz evrenin içinde sürüklüyor… Doç. Dr. Uğur AltuğTanıtım Metni
Paylaşmak
