Otlakçı

1946'da Hikâyeler – Birinci Kitap, 1958'den itibaren ise Otlakçı adıyla yayımlanan bu kitapta Memduh Şevket Esendal'ın bilgiye yönelik hikâyeciliği açık bir şekilde keşfedilir. Yazar, çoğu Meslek gazetesinde yayımlanan hikâyelerinde Anadolu'ya uzanan sıradan hayatları yalın ve canlı bir üslupla anlatır; insan ve mekan çeşitliliğiyle bir dönem panoraması sunuyor. Okur da Haldun Taner'in kaleminde gördüğü “yapmacıklığı, süssüzlüğü, canlılığı, yerliliği, gereksiz tasvirlerden kaçışı, kişinin ruh hallerini, konuşmaları ve tavırlarıyla anlatması”nı sahne sahne takibini Otlakçı'da yapıyor. Yazdıklarının her zaman umut ve neşe vermesini arzu eden Esendal, bunu, hikayelerinde belirgin bir biçimde ortaya koyuyor. "Hani, bazen sıradan geliyor da, 'Maziye merbutiyet,' filan diyor; bizim gibilerde maziye merbutiyet ekseriya bir iptila hâlinde, sözün burada bulunduğumuz yenileri beğenmek için bir hikayeden ibarettir. Biz hem yalanlıkları kendimiz öğretiyoruz, hem de yeni nesil bozuldu, diye söylüyoruz. Efendim? Bilmem, siz nedesiniz?” Tanıtım Metni