Öznenin Ölümü

15 Temmuz sonrasında Türkiye'de direniş ve siyaset uçağında pek çok tartışma yapıldı. Ancak bu tartışmalarda gözden kaçan bir şey vardı. Meseleleri yerli yerine oturtabilmek için bakışımızı çevirmemiz gereken biri de bütün bu olanların kimi zaman başarısız kimi zaman mağduriyeti durumunda olan özneydi; Öznenin olaylarla, düşünceleriyle, ilişkileriyle kurulmuş olduğu yerdeydi.Gülen Hareketi daha önce bu açıdan incelenseydi, o büyük akıl tutulması belki çok daha önceden öngörülebilirdi. Himmet toplantılarının, dershane ve okulların aslında bir sosyal güç eğitimi yapmak için kullanılanlar olduğunu, buda tutunabilmek için kişinin kendi aklını ve dahası, benliğini çürütten başka bir bakım bırakılmadığını, tüm hoşgörülerine rağmen öznenin tekilliğine küçücük dahi olsa bir alana açılmadığını, Gülen'in adeta bir ilkel öğrenmeyi başarmak için Fakültenin bile bir grubun münhasır kılınmasındaki bencilliği görebilik ne ile karşı karşıya kalmasaydı çok daha önce anlayabilirdik.Prof. Dr. Gülenciliğin küçük yaşlarından itibaren özneyi nasıl da yok etmek istediğinin hikayesidir bu. Dava, hizmet, cemaat ve din gibi kutsal değerlerin kötüye kullanılmasıyla insan hayatına el koymanın hazin öyküsüdür. Tanıtım Metni