Padişahın Oğulları
Padişahın Oğulları
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
Osmanlıların, dördüncü yüzyılın başında Anadolu'nun batı ucunda küçük ve etkisiz bir aşiretten baş döndürücü bir hızla imparatorluğa gözlenen dikkat çekicidir. Bunun açıklamaları üzerine yapılan değerlendirmelerin başında güçlü bir merkezî yönetim sergilemeleri gelir. Orta zamanlara ait bir imparatorluğun bütün özellerini taşıyarak Osmanlıların hanedanlık düzeni, sözü edilen merkeziyetçiliğin en önemli unsurudur. Bu gelişmelerin hemen hemen bütünlük hanedanının en ilişkileriki padişah üzerine odaklanılmasına rağmen onların oğulları/şehzadeleri daha tercihli babalarına veya kardeşlerine karşı giriştikleri kanlı mücadeleler bakış açısıyla dikkate alınmıştır. Bu bahtsızlıkları sayesinde elinizdeki bu güzel padişahın oğullarının muhalif girişimlerinin tamamen kurumsal tarihte oynadıkları kurumsal rol üzerinde durmuş, doğumlarından ölümlerine ya da tahta çıktıkları ana kadar bütün hayatları, kurumsal görevleri çerçeveleri ele alınmıştır. Zira tarihsel kaynakların korunduğu padişahın oğullarının asi, ele avuca sığmayan, durmadan kan akmasına ve asayişsizliğe sebep olan şımarıklar değil, aksine imparatorluğun siyasi, askerî, idari ve ekonomik politikalarının padişahtan sonra gelen en önemli yöneticilerinden biri oldukları anlaşılmaktadır. O kadar ki, bazen babalarıyla birlikte, bazen de tek seferlik ordu komutanları olarak seferlere katılarak yeni toprakların kazanılmasına katkı sağlamışlar veya gelen saldırılara karşı ülkeyi korumuşlardı. Öte yandan padişah tarafından idareci olarak tahsis edildikleri sancaklara giderek babalarının adına yer alan idareler etmişlerdi. İmparatorluğun ilk rejiminde uygulanan sancaklara gönderilme usulünde başlangıçta görece serbest hareket edebilen şehzadeler, I. Selim'in tahta çıkışından sonra ve yaşananlardan edinilen deneyimlerle daha sıkı kontrol altında tutulmaya ve nihayetinde veraset sistemindeki değişiklikle sarayda hapis cezası uygulanmaya başlandı. Böylece her ne kadar şehzadelerin bütün yetkileri ellerinden alınarak kontrol altında tutulurlarsa da esasında bu uygulama ile onların idari ve askerî vasıflarından mahrum kalmalarına ve tahta çıkışlarında başarısız olmalarına sebep olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Nitekim padişah adaylarının yedinci yüzyıldan itibaren saraydaki hapis hayatları ve tecrübemiz padişahların tahta çıkmasıyla, imparatorluğun sonunun başlangıcı olan olayların silsilesinin aynı dönemde gelmesi bir tesadüf değildir. Nihayetinde elinizdeki bu kampanyalar arasında Osmanlı'nın geniş çapta izin verdiği padişahın oğlunun bir yönetici olarak imparatorluğun ilk üç yüz yılda siyasi, askeri, idari ve ekonomik dönemlerinde katkılarının ve kurumsallarının kimliklerini izleyeceklerdi. Tanıtım Metni
Paylaşmak
