Patlayan Kuyrukluyıldızlar - Ekspresyonist Öyküler

Ekspresyonizm Almanya'da Birinci Dünya Savaşı öncesinde gelişmiş, sanat dallarının başarılı olması etkili olmuştu. Edebiyat akımı olarak 1909 civarında Berlin'de başladı ve ardındaki izler 1920'lere dek sürülebilecek bir miras bıraktı. Ele avuca uymayan, tarifesi değişmeyen ekspresyonizm naif bir esrikliğin, sinik bir kuşkuculuğun, Nietzsche'ci bir bireyinn ve sosyalist kardeşliğin idealizminin yanı sıra kent yaşamının bozulmasını, uygarlığın yaşadığına ilişkin kıyamet öngörülerini, ilkel işleyişin yüceltilmesini ve liberalizmin bir nihilizmi de barındırıldığını içinde barındırıyordu. Ordu, okul, ataerkil aile ve egemenlik halindeki otoritesine karşı ortaya çıkan Alman ekspresyonistleri zayıfların, ezilmişlerin, akıl hastalarının, toplumun bütününde itilmişlerin yanında yer almışlardı. Ekspresyonistler doğanın ve toplumun nesnel bir bakış açısıyla ele alınmasına karşı çıkıyor, içsel gerçeğin yansıtılmasını savunuyorlardı. Yeni bir düzenin ve toplumsal geleneğin zincirinden kurtulmuş, dünya çapında sınırsız bir öznellikle bakan yeni bir insanın yetiştirdiği öğretmen yapma gibi yüce bir görev onlar kendileri seçmişlerdi. Bu yeni insan yeni bir ihtiyaç diledi duydu. Mesajlarını iletmek için anlatım olanaklarının sınırlarını zorlayan, klişelerden arınmış yeni bir dil oluşturmuşlardı. Bu küçük seçilmiş Franz Held, Oskar Panizza ve Paul Scheerbart gibi önde gelen ekspresyonistlerden Gustav Meyrink, Franz Kafka ve Robert Musil gibi yıllarda yazarlara uzanan bir yelpazede ekspresyonist edebiyatın tadımlık örneklerini burada bulabilirsinizTanıtım Metni