Peyami Safa Hikayeler

Edebiyat târihçileri, son asır fikrî, içtimâi ve edebî sahaların Peyâmi Safâ gibi bir büyük ismi hakkında umûmî hükümler anlatılıyor, hikâyeleri üzerinde her nedense durmazlar. Oysa bir sanatkârın belli bir cephesini bütünüyle değerlendirerek, ancak o sahadaki oranların tamamını incelemek mümkündür. Küçük hikayeciliğin zannedildiği kadar kolay değil. Ama Peyâmi Safâ, daha ilk hikâyesinden itibaren bu aşılması zor bir sanatkârdır. Ona, âdeta tahkiyeci olarak doğmuştur nazarıyla bakabiliriz. Muallim Nâci'nin babasına verdiği unvânı, “anadan doğma hikâyeci-romancı” şeklinde biraz değiştirerek kullanırız. Kısa hikâyelerde merak unsuru, hikâye esprisi, iç bütünlük, hâdiseler arasındaki irtibat Peyâmi Safâ tarafından çok ustalıkla kullanılmıştır. Peyâmi Safâ'nın dili ve üslûbu hakkında söz farklılıkları lüzûm var mı? Kıvrak bir zekâ, duru, güzel bir Türkçe ve anlatır bir üslûp, her zaman olduğu gibi bu hikayelerin de evrensel vasfıdır. 1914'ten 1930'a kadar muhtelif hikâyelerini topladığımız bu kitap, Peyâmi Safâ'nın romancılık öncesi devresine ışık tutacak mâhiyettedir. Peyâmi Safâ'nın hikâyesinden romana giden sanat anlayışının da vesikalarını vermesi açısından HİKÂYELER ayrı bir değere sâhiptir. Günümüz Peyâmi Safâ okuyucularının en az romanları, fikrî ve içtimâî yazıları kadar HİKÂYELER'ini de zevkle ve şiddetli okuyacaklarını tahmin ediyoruz.Tanıtım Metni