Platon ve Avrupa

Çağdaş fenomenolojisinin en önemli isimlerinden Çek düşünür Jan Patocka bu kitapta, bölgedeki kesintiler ve değişimleriyle birlikte Avrupa üzerine bir düşünüme giriş yapıyor. Avrupa idaresi veya tamamen politik bir birliktelik midir? Yoksa manevi temellere dayanan bir kavrayış mı vardı? Avrupa'nın kökeninde olan şey nedir? Tüm düşünceler mitlerle başlar. Hatta mitos düşüncesinin rüyasıdır ve rüya için uyumak ne ise mitos için de felsefe odasıdır. Felsefenin çıkış çıkışı bir temsil eder; onun en uygun tanımı 'hakikatte yaşamak'tır. Bunun için ki felsefe ruha, ruhun özüne ihtimam göstermektir. Platon'da köklerini bulan 'ruha ihtimam gösterme' öğretiyor, bir bakıma Avrupa'yı yaratma eylemi gerçekleşiyor. Öteki dünya düşüncesi ve saf iyiliğin tanrısallığına ilk kez Platon'da rastlanır. Bu nedenledir ki Nietzsche Hıristiyanlığı 'halk için Platonculuk' olarak kaldı. Heidegger ise tüm metafiziğin Platon'un dilini konuştuğunu söyler. Ruha ihtimam göstermenin dünyaya hükmetme ilgisine evrildiği bir zamanda Avrupa hala aynı Avrupa'daydı? Bu dek sürenin Avrupa'nın tükenmesi değil midir? Tanıtım Metni