Rengeyiği Türkleri - Dukhalar

Bir hayvanı evcilleştirmeyi başarmış, ender avcı-toplayıcı topluluklardan biri olan Dukhalar, Moğolistan'ın bölgelerindeki Hövsgöl bölgesinde yaşayan göçer bir Türk halkıdır. Yerleşik düzene geçişle birlikte insanın kendisini doğadan ayrı ve üstün bir çıkışı yerleştirdiği günümüz insan merkezci Batı toplumlarının tersine, doğayı canlı bir varlık olarak kabul ederek tüm canlılara ölümle sonuçlanan özgürlükçi bir topluluk olan Dukhalar, bize tarihin en önemli olaylarından biri kabul edilen evcilleştirmenin anlamamız nedeniyle istisnai bir fırsat sunuyor. Peki, yaşadıkları coğrafyayı evi olarak kabul etmeyen bu göçer avcı-toplayıcı insanlar böylesine devasa bir evde nasıl ilişkiler kuruyor, ne gibi kurallara dikkat ediyorlar? Bir liderin olmadığı Dukhalarda özgürlükçü toplumsal ilişkiler nasıl yürütülüyor? Evcilleştirme Dukhalar için ne anlama geliyor? Rengeyikleri ne gibi bir fayda sağlıyor? Dukhalar ava gitmeden önce ve av sırasında nelere dikkat ediyorlar? Ayı, Sibirya halkları için neden özel bir yere sahip? Hayvan kemikleriyle nasıl bakılıyor ve rüyalar bir avcıya nasıl bir pusula gibi yön gösteriyor? Kültürel antropolog Selcen Küçüküstel'in sınıfları altın olarak sınıflandırılan yayılan bir alanın çalışmasının sonucu olan bu kitap, Dukhaların tüm ayrıntılarıyla ortaya sererken “yeryüzündeki tüm canlılık belirtilerini hızla tükettiğimiz dünyanın uzak bir köşesinde insan, hayvan ve doğa arasındaki karmaşık bir biçimde bir ışık tutmayı amaçlıyor.” “Çevrende gördüğün her şeyin bir ruhu vardır, hem de onun şeyi... Bu yüzden soluklanıp öğrendiğin onu an, bunu fark edip çok dikkatli olmalısın! Böylece hiçbir canlının ruhuna saygısızlık yapmamış olursun.” Tanıtım Metni