Rüzgarına Kapılmak

"Sanki rüyalarım gerçek hayatımken, dünyada bana ait olmayan bir hayatı yaşıyormuşum gibi genel olarak. Çevredeki her şeyin yas içinde bir hayat. Ağaçların, bulutların, ama en çok denizin. En çok deniz severdi onu. biliyorum en çok o özlüyordur. Denizin ondan daha yalnız olan tek şey olduğunu söylüyordu. İçinde boğulduğum, aşamada kaldığım tüm o geçmişin hayaletlerinin denizin…” Çocukluğundan beri yaşadıklarının üzerinde bir şey olarak gördüğü Tate, gelemediği bir kaybı bırakabileni umarak çocukluğunu sürdürebilmek Los Angeles'tan ayrılır ve sanat okumak üzere İstanbul'a gelir şehrin büyümesine kapılarak yerleşir. Tate, yazarın samimi ve cesur bir dille okura bakarak bu hikayede üzüntü ve kederin yüklü yüklerinden günahını çıkarır. Bir Kelebeği Yakalamak isimli ilk romanının devam kitabı olan, günlük dilde yazılan bir isyan niteliğindeki bu romanda Sevinçli, hayatta her yerde düşüp her fırsatta ağır yaralar ile kalkmış bir adamın var olduğu, evdeyken ve yalnızlık üzerine savaşını İstanbul'un renkli sokaklarında tabulaşmış tutku dolu bir aşk hikâyesi ile birleştirerek anlatıyor. Tanıtım Metni