Şah ve Sultan

Tutku... Güzellik... Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil, alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alevlerin yandığı savaş. Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim'i de Şah İsmail'i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarıya çıkaran savaş. Çaldıran... Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl gelecekte. Savaş tasında büyücünün ulaştığının biliniyor mu? Kızılbaşlık! Sünnilik! İktidar hırsı. Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman! Korku mu? Evet mi? Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir. Tarihte doğru çözüldüğünde ağacın soğumasını sağlar. Alevi de Sünni köke bağlıdır. Birdir o toprakta. Gölgeler büyümüşse ışık değil korkuyu yenmek gerekir. Karanlık ve kör ışığın neden olduğu boğulmasın artık nesiller. Ve işte bir kez daha aşk! Şiir kadar iktidarda rüzgara ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar. Şah ve Sultan... Dünya inci zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler. Masal kadar gerçek. Büyüleyici olduğu kadar umut verici. Şah ve Sultan'ın cümlesi aşkla okunacak bir kitap. İskender Pala'dan... Tanıtım Metni