Salon Köşelerinde

Safveti Ziya'nın ilk romanı olan Salon Köşelerinde 1898'de Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiş, sansürün hışmına uğramıştır. Yazar, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra sansürlenen bölümler eklenmiş, romanını asıl biçimiyle 1912'de kitap olarak yayımlanmıştır. Otobiyografik özellikleri taşıyan Salon Köşelerinde yüzyılın başında sıradan yaşamdaki Batılılaşmayı yansıtan önemli bir eserdir. Tahir Alangu'nun nitelemesiyle “Türkiye'de yabancının yaşadığı bir Türk'ün yaşadığı dönem tasviri durumu bütün o dönem romancılarının eksik bıraktıkları bir tarafı başarıyla tamamlamaktadır.”Safveti Ziya (1875-1929) Servet-i Fünun edebi yazara dayalı roman, öykü ve oyunlarındandır. Tanzimat dönemi maliye ve evkaf nazırlarından Musa Safveti Paşa'nın torunu, Maadin (madenler) Müdürü Ahmet Ziya Bey'in oğludur. Dedesi ve dedesinin babası Kırımlı Ebubekir Rıfat Efendi şairdi. Safveti Ziya İstanbul'da doğdu. 1892'de Mekteb-i Sultani'yi bitirdi. Hariciye Nezareti'nde kâtip olarak başlayan resmi görevinde Cumhuriyet döneminde teşrifat umum müdürlüğüne kadar yükseldi. Bir ara Şûra-yı Devletin kayıtlı olduğu yerde bulundu. 1929'da Büyükada'da Yat Kulübü'nde verilen bir baloda kalp sektesinden öldü. Edebiyat yaşamına Servet-i Fünun'un özetindeki öyküler başlangıçta Safveti Ziya'nın ilk romanı Salon Köşelerinde 1898'de gene bu dergide tefrika edildi. Aynı yıllarda Yıldız Böcekleri adlı romanı Resimli Kitap dergisinde tefrika edilmeye başlandıysa da yarım kaldı. Servet-i Fünun dönemi kaleme kitaplı öykülerini Bir Tesadüf, Bir Safha-i Kalp, Hanım Mektupları ve Kadın Ruhu adlarıyla kitaplaştırdı. Bundan sonra yazılan öykülerini ise Silinmiş Çehreler Beliren Simalar adlı kitapta topladı. 1890'larda Beyoğlu'ndaki eğlence dünyasını konu alan Haralambos Cankiyadis adındaki oyunu döneminde beğenildi ve tiyatro teknolojisi açısından da başarılı bir şekilde bulundu. 1911'de Ziya adıyla yayınlanan bir günlük gazete olan Safveti Ziya'nın son kitapları olan Adab-ı Muaşeret Hasbihalleri ile Nasıl Giyinmeli ise Hariciye Nezareti'ndeki aygıtın bir kapsamı olduğu kadar edebi işlevlerin de yansıyan yaşam biçiminin bir ifadesidir. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri dizimizde yer bırakmayı sürdüreceğiz.Tanıtım Metni