Salondaki kişiler

Salonda oturuyorlardı; biri, diğer ikisinden biraz yardımcıydı. Bu detay o günden sonra da hep böyle oldu. Her şey bir akşam, şimşeklerin çaktığı sırada, Buenos Aires'in müreffeh bir sokağında yedi yaşında bir gürültülü karşıdaki evin odasında “üç ince, dalgın gölge”yi görmesiyle başlar. Sonra kız merakıyla bu kadınları takip eden koyulur, onlar için çeşitli türlü hayatlar uyum sağlar; Bunların kimi zaman gizemli bir suçun ortakları, kimi zamansa intihara eğilimli, sorunlu ev kadınlarının bilgilerini düşünürler. Neyin gerçek olan hayal ürünü kestirilemeyen bu halüsinatif atmosferdeki gözlemin saplantıya dönüşmesiyse kaçınılmazdır. Lange'nin hayal gücü, arzunun, ev içi mekânın, ulaşılabilirliğin ve kadının yalnızlığının tekinsiz tekinsiz ölenni 20. yüzyılın başyapıtlarından biri kılıyor.