Salyangoz ve Tornavida

"Yanımda yürüyor adam, söyle, benim gördüklerimi sen de görüyor musun? Duyduklarımı sen de duyuyor musun? Aynı yolda mı yürüyoruz şu anda nerede? Aynı yolda mı yürüyoruz şu anda nerede? Aynı yerde mi gidiyor peki bu yol bizi? Dur, cevap verme! Cevap verirsen eğer, işler daha da karışacak. Şu an ulaşılabilirn konuşuyorum. İçimden anlattım falan yok basbayağı konuşuyorum ama böyle iyi. Ben cevap senin yerinde: Aynı yolda yürüyoruz. Bu yolda yalnızım ben, sadece yol benim için. Bana diğer yollar yok bir yol bu. Diğer bütün hedefe ulaşılamıyor. Öyle yazıldı diye öyle değil, yanlış anlıyorum. Bittiği yerde yeniden başlayan bir serüven. Denizin üzerinde havada asılı bir adam. Gün geçtikçe doğru ilerleyen kırmızı bir Chevrolet Impala. Kimin yazdığı belli olmayan bir roman. Şairler, katiller ve âşıklar… Roma sınırının sınırları zorlayan elinizdeki kitapta; Genç şair Tevfik yıllar sonra İstanbul'a, arkadaşlarının yanında döner. Burada geçireceği iki hafta onun için hem varoluşsal hem de edebi anlamda bir krize dönüşür. İstanbul'da bir pasaj kahvesinde bir araya gelen yedi ahbap, iç dünyalardaki çatışmaların ve arayışların izinde, hikâyenin kozmik bir uçakla birleştiği finale doğru sürükleniyor. Epik anlatı geleneğinden, modern ve postmodern roma tekniklerinden; Şiirin, nesrin, halk dilinin ve mizahın olanaklarından beslenen Salyangoz ve Tornavida, roman ülkelerine bakıp keşfediyor. Tanıtım Metni