Sanal Aşkların Sonu

Çocuklukta eksik sistem, “güven”, “sevgi” gibi duygular, daha sonraki özelliklerde bizi arayışlar içine sokabilir. İçte neler varsa, bunları dışarıda bırakırsanız çalışırız. Bunu yaparken, iç sesimizin rehberliği ile sürekli çatışırız ve aynı döngü içinde çırpınırız. Bunun en belirgin nedeni; genişlemiş iç sesimizi, yani önsezimizi, duyumuzu ve içgörümüzü dinlemek yerine, zihnimizin sesine kulak vermemizdir. Ayrıca, yaşamımız boyunca, itaatkâr olmamız konusunda verilen telkinlerin de, iç sesimizin yok edilmeye çalışılmasındaki önemi büyüktür. Oysa bütün anlatırlar bize, “Dışta ne ararsan içte bildirsin.” düşüncelerinin uygulamalarını çalışır. Akıl, ruh ve kalp arasındaki eşgüdüm ve dengenin bozulduğu, çocukluktan beri içimizde eksik olan, bunların içerdiği gölgelerde ararız. Genellikle da bunu neden yaptığımızı bilmeyiz çünkü artık duygularımızı içinde paylaşırız sistem yönetmeye başlar. Kurduğumuz tanıtımlar, “Risk tehlikesi var!” ayette, bunları kulak ardı etmenizi rica ederiz ve sanal âlemin gönüllü köleliğine ikna olacağınızı! Dijital havanın yaşam özellikleri de kendimize yabancılaşırız. Elinizdeki bu yapıt, sanal dünyanın bir araya getirdiği tehlikeli taktiklere inanarak, tuzaklara düşmüş kadınlara, bir karakter üzerinden anlatıldığı ortak yaşam öyküleridir. Çepeçevre sarılmış olan sanal havalandırmanın, “Aşk adına”, bazı hayatları nasıl perişan ettiğini etrafını okuyarak, gerekli dersleri çıkarabileceğinizi umuyorum. Nagihan ANDUGTanıtım Metni