Sancı.. Sancı...
Sancı.. Sancı...
Teslim alım stok durumu yüklenemedi
“MORGEN WIRD EIN NEUER ETİKETİ!” Yarın yeni bir gün olacak! Derinden bir çığlık, güçlü bir yakarış: Sancı.. Sancı… Necati Tosuner, Almanya sokaklarında vücut bulan ilk romanında gurbeti ve gurbetçiliği, umut ve umutsuzluğu, hayalleri ve hayal kırıklıklarını deli deli, hane hanesinde dolaşarak anlatıyor. 1978 Türk Dil Roman Ödülü'nün sahibi Sancı.. Sancı…, acıyı derinlerden gençlik incelikli anlatımıyla, roman kişilerinin ustalıkla örülmüş bağlarıyla, varoluş sancısına –fiziksel ve ruhsal– çift yönlü yaklaşımla klasikler tarafından girmiş, güncelliğini her zaman sınırlı bir eser. “Ben bir solucanın olduğuda...” “Aman! solucanların elinde artık artık...” Kendiyle dalga mı geçiyor? Avunacak bir oyuncak mı yaratmaya çalışıyor? Yoksa çoğalan sancıyı mı simgeliyor solucanlık mı? “Ulan, bunun sonu n'olacak mı?” diye sorsun kendine, solucanlık başlıyor. Sonra, neden bir gül ağacı ya da papatya değil de, solucan?.. Sahi, Petra'ya daha bundan hiç söz etmiş değil, –niçin? "Kalk hadi! Git de bir iş ara kendine, para bul..." Kalkıyor. Tanıtım Metni
Paylaşmak
